30 Mart 2014 Pazar

Tavşanlar..

"Atölye BeBeK"
Ev atölyeme verdiğim isim bu.
Şimdilik ev atölyesi, yakında bir küçük dükkan atölye olma yolunda ilk adım.
Bunca yıl bisiklet üzerinde edindiğim tecrübeleri, atölyemde, kendi bisikletlerimden başkalarında da yararlı olmak adına geliştirmeye karar verdim.
Arkadaşlarımın, dostlarımın bisikletlerininin sorunlarını gidermek hem zevkli hem de bir süredir düşündüğüm bir iş.

Deniz aradı ve yeni aldığı az kullanılmış bisikletinde bazı sorunlar olduğunu söyledi.
"Gel, bakalım." dedim.
Geldi.
Kendi kendine değişen vitesin neden olduğunu anlamaya çalıştık.
Ayna kol üzerindeki dişlilerin hasarlı olduğunu anladık.
Çaresi, aynakolu değiştirmek.
Yeni bir aynakol almadan önce eski bisikletinin üzerindekini bu bisiklete takarak denemeye karar verdik ve gitti.
Sonra deneyeceğiz.

Daha sonra, Recep, ön tekerinin serbest dönmemesi ve bir sıkışma söz konusu olduğunu söyleyip bana geldi.
Merida marka güzel bir bisiklet.
Baktık, ne diskte ne de fren balatalarında bir sorun yok.
Yeniden yerine taktık ve sorunsuz çalışmaya başladı.
Sadece montaj sorunu olduğu anlaşıldı.
Biraz özenli bir montaj bile sorunu halletmeye yetti.

Her tamirat bu kadar kolay olmaz elbette.
Daha zorlu problemleri de bekliyorum.

Atilla'nın da frenle ilgili bir sorunu vardı.
Onu da bekliyorum atölyeme.



Recep, sorununun çözülmesinden mutlu, İhsan' da sorunsuz bisikletiyle pedallama hevesinde.
Hadi o zaman dedik.



"Hadi" kısmına Recep dahil olamadı.
Yanında bisiklet giysileri yoktu ve kotla rahat sürüş yapamayacağı için o bize katılmadı ama biz İhsan'ın arabasına attık bisikletlerimizi ve Mangalcı'dan Yalıçiftik'e doğru akışa geçtik.



İhsan, daha önce bu yolda ilk kullandığı zamanlarda zorluk çekmişti ama bu sefer uçuyor yahu.



Kısa sürede kondisyonunu yükseltti.
Helal sana İhsan.



Ben de böyle bir yol arkadaşı olunca keyifle pedallıyorum.



Arkamızda, beklemek zorunda olmayacağımız birileri olmamasının verdiği rahatlıkla hızlandıkça hızlandık.
Oh be..!



Çiftlik yolunu yarılayıp küçük bir çay+çikolata+soda molası verdik ve ben, telefonumu evde unuttuğumu farkettim.
Aynı hızla dönüşe pedalladık.



Benden telefon bekleyen arkadaşlarımı düşündükçe biraz daha yüksek hızla Kızılağaç çıkışını, rüzgarın zorlamasına rağmen keyifle aşmaya başladık.



Seçim yasaklarının başlamasından dolayı, yollardaki bayraklar toplanıyor.



Keçi olmak varmış.
Seçim, demokrasi, hırsız, yalancı politikacı dertleri yok.
Ne güzel.
Baharın yeşerttiği taze otları ye, arada bir "me" de, geçen bisikletlilere salak salak bak.
Güzel hayat be..!



İhsan, böyle bir tempoya alışık olmasa da; 
"Oh be, bacaklarım açıldı. Gittikçe seviyorum bu işi." deyip duru.

Yeni bir BBK takımı yapalım diye konuştuk.
Onun deyimiyle "Rabbit" takımı.
Güzel, sevdim bunu; "Tavşanlar" .. :)


..

.







Hiç yorum yok: