31 Temmuz 2020 Cuma

Fotokopi

22 Temmuz Çarşamba

Bir kaç haftadır pazartesi, çarşamba ve cuma akşamları Eren'le birlikte Batı Çevre Yolu'nda, akşam antrenmanları yapıyoruz. Düzenli antrenman yapınca ne kadar hızlı sonuç alınabileceğine de şahit olduk böylece. 
Lara tarafındaki arkadaşlarımız, iş saatleri yüzünden bu antrenmanlara yetişemiyor diye bu çarşamba Belek tarafına gidelim dedik. WhatsApp grubunda da ortalama bir tempoda sürmek istediğimizi de belirttik.
Toplamda 5 kişilik bir grupla 20:30 da Lara DeTur'dan pedallamaya başladık. Otellerin olduğu Turizm Yolu'na indiğimizde doğal olarak biraz hızlandık ama grup birlikte olduğu sürece biraz hızlanmanın zararı yoktu. İçimizdeki en hızlı sürücü Özgür öne geçtiğinde ise tempomuz birden 36 km/s oluverdi.
Ben, hemen arkasından deryarına girerek tutunmaya çalıştım.
(Deryar/draft: Önde giden sürücünün rüzgar tüneline girerek daha az güç harcamak.)
Düzenli antrenmanlar meyvasını vermişti, hiç zorlanmıyordum. Bir süre sonra arkamızdakilerin ışıklarını hissetmez olunca dönüp baktım, aramız bir hayli açılmıştı. Bu şekilde sürersek daha da açılacağa benziyordu. Özgür'e biraz yavaşlaması için seslendim. Sanırım beni duymamıştı, tekrar denedim; "Özgür biraz yavaşla, arkadakiler bize yetişsin."
İşte ne olduysa o zaman oldu...
Sabit hızda bu kadar yakın sürmek kontrol edilebilir ama ani yavaşlamada her türlü tehlikeye açık olursun.
Ben pedal kesmeme rağmen Özgür'e çok yaklaşmıştım... Durumu toparlamaya çalışırken ön tekerim Özgür'ün arka tekerine dokundu, 1.. 2.. 3üncü dokunuş tüm dengemi bozdu ve sola doğru asfalta yapıştım.
Acıyla bağırdığım sırada, kaskımın asfaltla buluştuğunda çıkardığı sesi duydum. Korkunçtu!
İyi bir kask neden gereklidir bir daha anladım, kaska hiç bir şey olmamış ve darbeyi de emerek kafama zarar gelmesini önlemişti.
Sağdaki park etmiş araçlara rağmen geniş 2 şeritli yolda sol şerit, arkadan gelen araçların rahat geçmelerini sağlıyordu. Yine de toparlanıp yoldan çekilmeliydim. Kalkmak istedim ama acıyla yerde kaldım. Sol kalçamın üzerine düşmüştüm ve orada bir acı vardı. Vücudumun hiç bir yerinde bir yara yoktu. 6 yıl önce Bodrum'da yaşadığım düşüşe çok benziyordu. Onda da yola dökülen mazot yüzünden kayıp düşmüş ve sağ bacağımda femur başı kırığı olmuştu.
Onun da hikayesini bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz;
https://nezihoget.blogspot.com/2014/09/acmad-ki.html

Arkadaşlarımın da yardımıyla yolun kenarına kadar ulaştım ama her hareketimde sol bacağımda bağırtacak kadar ağrı hissediyorum. Ben ayağa bile kalkamazken,  "Devam edebilecek misin?" sorusunu yönelten arkadaşımı kutluyorum buradan. Ben hareket etmemeye çalışırken, ayağımı sağa sola kıvırmaya çalışarak ne olduğunu anlamaya çalışan arkadaşımı da alkışlıyorum. 
Önce arkadaşımız İbrahim, ardından ambulans arandı ve sonunda işinin ehli insanların eline teslim edildim.



Ambulansı takip edip, hastanedeki işleri hızlandıran İbrahim ve Mustafa sayesinde hızla röntgen çekilip üst bacak kemiği Femur'un kalça kemiği bağlantısındaki femur başında kırık vardı. Dr Mehmet Veysel Başkan, açlık durumuma göre yarın öğlen ameliyata alacağını söyledi. 
Ağrı kesiciler eşliğinde zor bir gece.
...

23 Temmuz Perşembe
Perşembe sabahının ilk ameliyatı ertelenince benimki öne alındı ve 45 dk süren ameliyat öğleden önce bitmiş oldu.
Omurgadan yapılan bir anestezi sayesinde sadece belden aşağı uyuşturulduğu için, ameliyat boyunca ayıktım ve kemik içi operasyonunu sağlayan aygıtın monitöründen tüm ameliyatı izledim.
Doktorum, benim iyi olduğumu kontrol için bana küçük sorular da sordu. "Nasıl gidiyor?"  "İzliyor musun?" "İyi misin?" "Acı hissediyor musun?"
Ben de küçük cevaplar vererek, izlediğimi, iyi olduğumu söylüyordum.
Ameliyattan bir kaç saat sonra yanıma gelip, zaten benim monitörde izlediğim ameliyatın son halinin röntgenini gösterdi. Yapılan ölçümlerde kan değerlerimin çok iyi göründüğünü ve ertesi gün koltuk değneği ya da yürüteçle yürüyüşümü kontrol edip beni hemen eve gönderebileceğini söyledi.
O gün ve gece, sürekli ağrı kesici, serum, antibiyotik iğnelerle desteklenerek, kesik kesik uykularla geçti.

...

24 Temmuz Cuma

Sabah kahvaltısı sonrası yapılan pansuman ve ardından doktorumun gelmesiyle yeni bir boyuta geçtim.
Artık bu hastane atmosferinden kurtulacak ve evime dönebilecektim. İçimi yeniden umut kapladı.
Kardeşim koltuk değneği ve giysilerle 15:00 gibi ancak gelebildi.
Hemen hastane giysilerinden kurtulup, yardım alarak giyindim. Giyindim dediğim de altıma eşofman, üzerime de tişört.
Ayağıma terliklerimi giydiğim gibi, koltuk değnekleri ile ilk adımlarımı attım. Gerçekten çok zordu bu ilk adımlar. 15-20 adım sonrasında da hastane çıkışımı alıp, tekerlekli sandalye ile çıkışta bizi bekleyen arabaya yöneldik. 2 hafta sonra, 7 Ağustosta dikişlerin alınması için tekrar dönmek üzere eve doğru yola çıktık.


Evde olmak şahane.


...

31 Temmuz Cuma

Şimdi bu satırları yazarken 1 haftadır evdeyim. Hiç dışarı çıkmadım. 2-3 günde bir pansuman yapılması gerekiyor. Bunun için eve Turunç Masa yardımı istedik, geldiler ve evdeki ilk pansumanı yapıp bu pansuman için eve gelmediklerini, bunu bizim kendimizin de yapabileceğini söylediler. Malzemeleri aldık, artık kendim yapıyorum. 1 haftadır kan sulandırıcı iğnemi de kendim yapıyorum. Bunlar hep tecrübe işte.

Bu ilk hafta gerçekten zor geçti. Yatıp kalkmak, tuvalete gitmek, sıcaklar ve hiçbir şeyi taşıyamamak gerçekten çok zordu. Zamanla hepsi her gün bir tık daha iyileşti. Sürekli sırt üstü yatmaktan sırtımda kabarcıklar oluştu. Onun yarattığı kaşıntı da zaten param parça olan uykularımı daha da azalttı. Güzel bir merhem ile onun da üstesinden geldik.

1 haftanın sonunda artık daha herşeyi biraz daha kolay yapabiliyorum. Şimdi ilk hedef 1 hafta sonra dikişlerin alınması. Ancak o zaman banyo yapabileceğim. Bu sıcak günlerde en çok ihtiyacım olan banyoya sonunda kavuşacağım.

...


Fotoğrafta sağdaki açık renkli olan kısım yani sol bacak yeni ameliyatımın röntgeni.
6 yıl önce Bodrum'da sağ bacağımın femurbaşı kırılmıştı, hafif sarı renkli olan da o ameliyatın röntgeni.
Photoshop'la ikisini birleştirdim.
Böyle bir olay kaç kişinin başına gelmiştir bilmiyorum. 6 yıl ara ile yaşanan ve her ikisi de bisikletten düşme sonucu meydana gelen bu kırıklar ayrı bacaklarda aynı yerden oluşmuşlar.
Her iki kırık için takılan platinler de görüldüğü gibi fotokopi gibi aynı şekilde yapılmış.

6 yıl önceki ameliyattan 2 ay sonra bisiklet sürmeye başlamışım. Bakalım bu sefer ne olacak?


En büyük destekçilerim; başta kardeşim Ercü, koltuk değneklerim ve Mışıl.


...

..

.







2 yorum:

Ahmet Coka dedi ki...

Büyük geçmiş olsun Nezih Abi. Diğer taraftan yazılarını da özlemişim... En kısa sürede sele tepesinde ve birlikte sürmek dileğiyle...

Bodrum'dan sevgiler

Unknown dedi ki...

Geçmiş olsun tekrar.
Güçlü adamsın.
Hizla iyilesecegini biliyorum.
Kendine iyi bak.
Bayramda evde kal.😊