7 Mayıs 2013 Salı

Vatana millete hayırlı olsun.

Koga Miyata 1981
Handmade

Bugün çıktı fırından.
Hala üzerinde modifiye gerekiyor ama şu anda kullanılabilir durumda.

Eski ama yenilenmiş bisikletime kavuştum..


Koga-Miyata'nın bir hikayesi var elbette.
Bende bir satış kağıdı olması gerek.
O belgede hangi yılda aldığımı yazıyordu.
O kağıdı bulunca buraya ekleyeceğim aldığım tarihi.

Yine bir yol bisikletine sahipken, ne zamandır düşlediğim, boyuma uygun yüksek bir kadro arayışım vardı.
Bir gün Bodrum'da dolaşırken bir kaç kere gördüğüm bu bisikletin sahibi ile sohbet imkanı yakaladım.
Bisikleti incelemem sırasında onun en büyük kadroya sahip olduğunu gördüm. 60cm.
Sahibi, Bodrum'dan ayrılmak üzereydi ve bu bisikleti satmayı düşünüyordu.
Çok uygun bir fiyata ona sahip oldum.
Hatta o kadar uygun bir fiyattı ki, sahibinden yazılı bir kağıt alma gereğini duydum.
Belki de çalıntıydı diye düşünmüştüm.
Yoksa bu kadar değerli bir bisiklet nasıl böyle ucuz olabilirdi?

Uzun yıllar boyu bu bisikleti üzerinden inmemecesine kullandım.
Çalıntı olsaydı sahibi mutlaka görürdü.
Demekki değilmiş. Satın aldığım arkadaştan bu düşüncemden dolayı özür diliyorum şimdi.
Çünkü o arkadaşı bir daha hiç görmedim.

Bu bisiklet, her yaz, benimle, İstanbul-Bodrum arasında mekik dokudu.
Çok uzun yıllar, kışları İstanbul'da, yazları da Bodrum'da yaşadım.
Bir süre sonra bir MTB (şu anda modifiyede olan Biss adını verdiğim Anlen) alana kadar benim en sevdiğim bisiklet oldu bu.

O zamanlar Bodrum yarımadasını turlarken günde 3 kez lastik patlattığımı hatırlarım.
Çünkü yollar çok bozuktu Bodrum'da. Çoğu yol da stabilize toprak yoldu.
O bozuk yollar beni MTB kullanmaya mecbur etti.

3 yıl boyunca Bitez'de bir bağ evinde kaldım.
Sonunda o evden eşyalarımı İstanbul'a taşımak zorunda kaldığımda arabada yer kalmadığı ve artık eksik parçaları yüzünden de kullanmayıp soğuduğum bu bisikleti evin bahçesinde tek tekerlekli bir biçimde ağaçta asılı olarak bıraktım.
Ev sahibimin oğlulları Emin ve Erçin bu bisiklete sahip çıkarak, uzun süre boyunca onun eksik parçalarını bulmaya çalışıp sonunda eksiklerini tamamlamışlar.
Çok fazla kullanamamışlar ama bir süre de evdeki şöminenin yanında salonun süsü olarak hayatlarında kalmış.

2 yıl önce ben Bodrum'a temelli taşınınca Emin, bana bu hikayeyi anlattı.
Gidip evin salonunda onu gördüm ve çok duygulandım.
Emin onu çok sevmiş ve sahiplenmişti.

Son zamanlarda, yol bisikleti kullanan arkadaşlarım oldu Bodrum'da.
Onların yüzünden, yeniden yol bisikleti aşkım alevlendi.
Gidip bisikletimi bir göreyim dedim.
Baktım ki artık depoda duruyor.
"Verin şu bisikleti de hayata geçireyim." dedim çocuklara.
Beni kırmadılar, "O zaten senin bisikletin, al, hiç olmazsa yollara çıksın." diye verdiler seve seve.

Şimdi o yeniden canlanıyor.

Hiç yorum yok: