20 Aralık 2015 Pazar
BBK Myus gezisi.
Sabah 7.00 de uyanabildiğim ender gezilerden biri.
Arabalarla, 100 km yol katedip, bisikletle gezmek için yollara düştük.
Myus antik kent kalıntılarını görmek ve çevresinde pedallamak için yollara düşeceğiz sabahın erken saatinde.
Didim kavşağında arabalarımızı park edip, bisikletlerimizi hazırladık.
NeO Bike çıkartmalı kasklarımızı kuşanıp,
Başkan Emrah'ın talimatlarını dinleyip,
Sevgili dostlarımızla fotoğraf çekinip,
Yollara düştük..
Daha önce, Bafa gölü kıyısında ve çevresinde yaptığımız gezilerden biri bu da.
Okaliptus ağaçlı yola girmeden önce, engin tarih bilgisini bizlerle paylaş Korsanbaşı Fatih abimizi dinledik önce..
Ardından yollara dizildik, dizim dizim..
Yılın en kısa günü yarın.
Bu da en az onun kadar kısa..
Daha önce uzun gelen bu yol, bu sefer çabucak bitiverdi, daha önce bu yolu katedenler için.
İşte, Serçin köyüne geldik bile.
Köy meydanındaki bu kahvehane diğerinden daha pahacı..
Biz de tam karşısındaki köy kahvesine oturuyoruz.
Bu sefer çayını beğenmedik ama..
Mola olsun, torba dolsun diye burada soluklandık.
Önemli olan, pazar günümüzü, bisiklet sürerek, yakın(!) çevrede eğlenerek geçirmek.
Uzun süren bu molaları, çevreyi tanıma dolanmalıyla değerlendiriyorum.
Şeker dostlar ediniyorum böylece.
Bir de bilgi sahibi oluyorum.
Yılan Balığı Şenliği diye bir şey olmuş görmeyeli.
Bizim için "şenlik" ama balıklar için...!
Çaylar içilip, sohbetlere bolca aktıktan sonra..
"Gidecek yolumuz var yahu." diye pedallara bastık yeniden.
Gün kısa, gölgelerimiz şimdiden uzadı bile.
Mimari ilginç..
Yollar keyifli.
O zaman, bir fotoğraf molası daha..
Selfiler patlasın...
Eğlence başlasın...
"Yol verin, ben doktorum." diyen Ooz abimiz, önden gidip, bizi fotoğraflamak için köy girişinde görev yerini alıyor.
Myus'a varmadan önce son köy meydanında, kısa(!) bir mola daha..
Bakkaldan öğle tıkınması için nevale edinip..
Yeniden yola koyulacağız.
Tabi önce kızlarımızla bir fotoğraf çekinelim di mi ama...
Bahadır; "Ne gördün?" diye soruyor, ben bu fotoğrafı çekerken.
Aslında görüp unuttuğumuz çok şey var.
Unutmayalım diye basıyorum deklanşöre..
Myus yoluna girdik bile.
Herkesin çok sevdiği, toprak bir yoldan sürüyoruz milyon dolarlık bisikletlerimizi..
Milyon dolar olmasa bile..
Harcadığımız her kuruşuna değecek bu muhteşem icat ile..
Çocuklar gibi şenleniyoruz bu cüce günde.
İşte, Myus antik kent kalıntıları.
.. ve buranın bekçisi Möö Bey.
Korsan kişinin milyon dolarlık şahane KTM bisikleti ve Myus.
Hemen pozlar verile önünde..
Selfiler çekile..
Tarih düşmanı cahillerden geriye ne kaldıysa artık..
Taşın altına elimi soktum hemen.
Ben olmasam, olacağı bu işte..
Tarih uleması, Fatih ağabey, iyi ki varsın.
Bir zamanlar buraların deniz kıyısında olduğunu nereden bilecektik.
Tepesine tırmanıp..
Çocuklaşmak..
Atalarımızın yerinde olmayı hayal etmek..
O zaman bisiklet olsa, bu pozları vermek akıllarından geçmeyeceğini bilsek de..
Kale duvarlarında göbek atmak..
Önünde ateş yakıp,
Sucuk yapmak, bize kısmetmiş.
Öğle molamızdan sonra yeniden pedallayasımız geldi gari.
Çok da hevesliyiz bu sefer.
Köylünün traktörünün yanından,
Evlerinin çevresinden..
dolanarak..
İneklere, onların dilinde konuştuğumuzu zannedip, "Möö!" diye selam verip,
"Sazlıklardan havalanan, bir ördek gibi sesin.."
şarkısını söyleyerek..
Sürpriz yokuşu tırmanmaya başladık.
Arı kovanlarının yanından..
Turumuzun tek yokuşunu tırmandık.
Bundan sonrası hep iniş.
Suat, fotoğraf çektiğim yere tırmanıverdi.
Ne enerji var bu çocukta!
Son asfalt bağlantısında da beni geçti, gıcık oldum zaten.
"Te ora gitçez."
Bu da Korsan Başı Fatih Başkanın müzik seti.
Kopan zinciri başarıyla tamir eden Suat'e büyük bir alkış.
Güzel bir bağlantı yolundan sonra..
Çevre yoluna çıkıp,
Turun başladığı yere pedallıyoruz.
4-5 km lik bu yolda son bir kadans çalışması için tempolu bir sürüşle pedallıyorum.
Milyon dolarlık Trek bisikletiyle arayı açan Hasan'a yetişemesem de kendimce iyi bir performansla dönüş yolunda ter atıyorum.
Yarımdan beni eze eze geçen Suat, bunu bana yapmayacaktın!
İntikamım korkunçlu olsun istiyom gari.
...
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder