4 Ekim 2015
Pazar
BBK Bodrum Bisiklet Kulübü, bisiklet sezonunu açtı sonunda.
Ağustos sıcakları Eylül'ün sonuna kadar sürünce sezona başlamamız gecikti tabi.
Bu gün hava mis gibi bahar.
Bodrum'un yeni sakinlerinden Sencer, bana çok yakın oturuyor.
Onun arabasıyla Kızılağaç'a kadar geldik.
Eşi ve kızı da bize arabayla eşlik edecekler.
Bizim gibi Kızılağaç'tan geziye katılanların sayısı az değil.
Aramızda başka yeni yüzler de var.
Onlardan birine teknik destek Deniz'den geliyor.
Yeniler ve eskiler hemen tanışıp kaynaşıyorlar.
Katılım yüksek olacakmış gibi görünüyor.
Eski arkadaşlarımıza bakıyorum da, hepsi de iyi birer bisikletçi görünümündeler.
Bir çoğu bisikletlerini yenileyip daha üst seviyede bisikletler almışlar.
Hemen herkes en doğru bisiklet giyimlerini kuşanmışlar.
En güzeli de hepsinin duruşu gerçek birer bisikletçi gibi.
Her turda peşimize takılan bir köpek olur.
Bu tur da da yeni bir köpek, Bodrum'dan beri bizi takip ediyor.
Çamlık köyüne doğru, taş ocaklarının arasından yokuşları tırmanıyoruz.
Arada durup, geride kalanlarla aramızın açılmamasını sağlıyoruz.
Herkesin seviyesi bir değil elbette.
Bu arada köpeğimizde yorulma emareleri başladı.
Kovalasak da, korkutsak da o bizi takip etmeye devam ediyor.
Yanımızdaki suyumuzu onunla paylaşıyoruz.
Gezi boyunca ona türlü isimler takıldı.
Eski takipçimiz Nuri'ye benzediği için "Nuriye" diyen oldu.
Duman, Tuman, Brave Hearth, Schwalbe .. gibi birçok isim takıldı.
Bu halini gören bir arkadaş "Öldü mü?" diye sordu.
Ağzından yel alsın yahu, biz onu çok sevdik.
Tüm hayvanları çok seviyoruz ama bu bir başka çıktı.
Ne kadar yorulsa da bizi takipten vazgeçmedi.
Turumuzun hızını kesti ama onu sevmekten vageçmedik.
Geride kalanların bir kısmı keyfi takılmışlar.
Dün geceden bu güne sarkan bir düğündeki yemekleri tıkınan 2-3 arkadaşımız kaldı geride.
Biz de onları beklerken dinleniyoruz.
Düğündeki her yemeği midesine indiren arkadaşlardan biri bu işte.
Yukarı sarnıçta, kendini suya bırakan Nuriye'nin keyfi yerine geldi biraz.
Arabada bir ara uykuya dalan Sencer'in kızı Asya, tüm güzelliğiyle aramızda.
Dünyanın merkezi Asya.
Geri de kalsa da yılmadan pedallayan Esra' da aramıza yeni katılanlardan.
Mesut, ince tekerlekli yol bisikletinin bu yola uygun olmadığını anlayınca dönüp arabası almış.
Bir de yolda kalan Ahmet'i de atmış arkaya.
Ahmet'in keyf keka.
Çamlık köyündeki molada hiç fotoğraf çekmedim.
Uzun bir kahvaltı molasıydı.
Yedik, içtik, dinlendik.
Tekrar yola çıktığımızda, "Çok mola verdik, kaslarımız soğudu." diye şikayetler duydum.
Mola sırasında neredeydi o şikayetler?
Enerjimiz tazelenmiş olarak yeniden keyifle pedallıyoruz.
Birazdan başlayacak uzun bir yokuştan önce güzel bağarası yollardan dolanıyoruz.
Şimdilik bir arada sürüyoruz.
Uzun yokuş başlayınca elbette geride kalanlar oluyor.
Etrim sapağında toplanma molası.
Biraz ilerideki inekten biraz süt istiyorum ama bana lokomotife bakar gibi bakıyor.
Sonra da "Hıhh." deyip uzaklaşıyor.
Bu ineklerle iletişim kurmak da ne zormuş.
Geride kalan 3 kız arkadaşımız, takipçimiz Nuriye'nin kalp krizi geçirmesinden korkmuşlar ve onu beklemişler.
Onların da gelmesiyle yeniden hareket ediyoruz.
Onlara kızıyorum, "Köpek yüzünden turu yavaşlattınız." diye ama onlar devam ediyor, bu sefer ben Nuriye ile kalıyorum.
Nuriye çok yorgun ve kalbi parçalanacak gibi atıyor.
Hiç bu kadar hızlı soluklanan bir hayvan görmemiştim.
Yol kenarındaki bir ağaç gölgesinde onunla birlikte oturuyorum ve yanımdaki suyu ona içiriyorum.
Öndekilerle aramızın çok açılmaması için, bisiklete binmeden yavaş yavaş yürüyoruz.
Sonunda yol kenarındaki bu su hayatımızı kurtarıyor.
Bir süre onun içinde debelenen Nuriye, devam edebiliriz gibi yüzüme bakıyor.
Etrim'de bizim geldiğimizi görünce grup hareket ediyor.
Etrim çıkışındaki pınarda Nuriye yeniden yıkanıp bol bol su içiyor ve bisikletçilerin arasına karışıyor.
Etrim yokuşunda mola.
Fat Bike ve sahibi Fat Biker.
Kerimov taş gördü mü dayanamaz, hemen tırmanır.
Oraya neden çıktığı belli.
Hem manzarayı hem de grubu en iyi gören yer orası.
İşte BBK.
Biraz daha çıkışımız var, sonrası hep iniş.
Ha gayret.
Süper hızlı bir inişle Çiftlik Taş Masalı Kahve'ye varıyoruz.
...
Nuriye sağsalim aramızda hala.
Çok şükür.
Sonrasında yine, tatlı bir inişle Yalı'daki Deliağa'ya atıyoruz kendimizi.
Kimimiz denizde...
Ördekler havuzda...
Bazımız ayranla...
Bazımız da bira ile serinlemeye ve yorgunluk atmaya çalşıyor.
Biz buradan sonra bisikletlerimizi yükleyip Bodrum'a dönüyoruz.
Günümüzün güzelliği Asya'nın fotoğraflarıyla bitirelim yazımızı.
İyi ki varsın Asya.
Sevgiler.
...
..
.
1 yorum:
Çok güzel. Elinize fikrinize sağlık... :D
Yorum Gönder