16 Haziran 2015 Salı

Ben giderim o gider.

16 Haziran 2015
Pazartesi

Herkes kamp yaptı haftasonunda.
Ben gidemedim.
Hergece çalışıyorum o yüzden.
Gündüz gidip biraz takılmak istesem de sürücü belgemi aldıklarından motosikletimi kullanamıyorum.
Bisikletinle git desen, öğlene kadar uyuyorum gece çok geç yatınca, kalk, bisiklete bin, Bodrum-Yalıkavak-Bodrum zaten 4 saat sürer, orada takılmak için zaman kalmıyor gibi bi ton mazeretim var.
Bütün bisikletçiler(!) kampta olunca pedallayacak hiç kimse kalmadı, ben de tembel tembel takıldım.
Denize filan gittim.
Hepsi yalan. 4 gündür ne yaptığımı hatırlıyorsam arap olayım.
Yok bu da olmadı; Şimdi bağzı hassas arkadaşlar beni ırkçılıkla filan çemkirebilirler.
Neyse, ne olduysa oldu kardeşim. Bir şekilde 4 gündür bisiklete binmemişim işte.
İhsan, "Hadi." deyince hazırlandım ve çıktım.



Bu kadar basit işte.
Biri hadi desin yeter.



Ben, tam zamanında buluşma yerinde olurum.



Beni güneşin altında 20 dk bekletenler utansın.
İsmi lazım değil, baş harfi "Delta" ..!



İşte ben yine hazırım.



Üstelik, onlar hazırlanırken, ön teker göbeğinin bozulan ayarını bile yaptım.



İşte böyle tez canlı bişeyim ben de. 



Taş ocağının oradan Çamlık köyünü gidiyoruz.
Sanki başka yol varmış gibi yol tarif ediyorum bende!



Şpetnaz hanım birazcık kondüsyon düşüklüğü yaşıyor.



"Ne oldu bana yahu?" demekte.



İhsan'la bu konuyu irdeledik; "Ne olmuş olabilir?" diye.



Bisikletten uzak kalmış olabilir mi?



Taş ocağında çalışma yavaşlamış.



Yine de 5-6 tane taş kırıcı makine var, sadece 2 si çalışsa da.



İşte burlaa hep ormandı, biliyon mu?



Artık orman değil.



Yerin dibine girmişler.



Yerin dibine giresiceler.



Ne kadar yavaş sürsek de olmuyor.



Şpetnaz hep geride.



"Naapiim abi yaa?" duruşu.



"Olsun be bilader." pozumuz.



Şpetnaz geri döner, Delta önden gazlar.
Kime uyacağımı şaşırdım.
Bas pedala NeO.



Çamlık köyü kavesi ve sodalar.
"Çay yok!" dedi kaveci.



Çok umurumuzda sanki.



Geri dönüşte İhsan yine Delta Force durumunda önden önden gazlıyor.



Nasılsa yakalarım.
Sıkıntı yok.

Bu "Sıkıntı yok." lafını cümle içinde kullandım ya, ne olayım ben e mi...!



Şpetnaz bizi bekleken boş durmamış, düzlükte dolanıp durmuş pisletinle ve bizi şişmanlatma amaçlı gofretler almış.
Kendi yemiyor ama..!



Eve dönüşte ben yine stepne durumunda, arkada.



Evimin önüne kadar servis.
Canlarım benim, sayenizde varım. 



Evim, tatlı evim.



Hemen içeri girerim.


...

..
.





Hiç yorum yok: