22 Mart 2015 Pazar

Kopan lifler acı verir bazen.

22 Mart 2015
Pazar
BBK Pazar Turu

Her bisiklet turundan sonra, çektiğim fotoğrafları işlemek ve onlarla birlikte turun hikayesini yazmak en büyük eğlencem.
Gezinin bende bıraktıkları her zaman belirleyici olsa da kimi zaman saçma salak hikayelere kimi zaman da aldığım derslere konu oluyor.
Bunu hiçbir zaman çok fazla düşünerek yapmıyorum.
Aklıma geleni yazıveriyorum çoğu kez.

Bu gün de neler yazacağım konusunda pek bir fikrim olmasa da başlayıverdim sözcükleri ardı arkasına sıralamaya.

Bu tur, ne zamandır en heveslendiğim turlardan biriydi.
Öyle olmasına rağmen Leman Kültür'deki sahne programımdan sonra doğru eve gitmeyi düşünsem de İstanbul'dan gelen müzisyen arkadaşlarımı (The Shot) dinlemek için Barbeast'e uğradım.
Nefis çaldılar. İkinci yarının dördüncü parçasını çalarlarken elektrik kesilinceye dek orada takıldım.
Eve dönüp yattığımda saat 03.00 olmuştu.
07.45 te saatin çalması, bölük pörçük uykumun sonlanmasına sebep oldu.
Ne kadar zorlansam da yataktan çıkmadan yaptığım 10 dakikalık egzersizle güne başladım.
İki dilim pasta ve bir kahve ile hızlı bir kahvaltı yapıp buluşma yerine pedalladım.


Oldukça kalabalık bir tur olacak.



Her araba, alabildiği kadar bisiklet ile yüklendi ve büyük bir konvoy olarak Mumcular'a doğru yola çıktık.



Fatih'in kamyoneti "Öküz Abi"de 5 bisiklet ve biz varız, Fatih, Bahadır ve ben.



64 kişinin tura başlaması da uzun sürdü tabi.



Kendime söz vermiştim, bu turda sakin sürecektim.
Gel bir de deli gönlüme söz geçir bakalım.



Yine grubun en arkalarından, önlere gitmeler,



Yokuşları gruptan önce pedallayıp, onları güzel karelere sığdırma çabaları,



Biraz tavuk,



Biraz papatya için her yola dalmalar...



Önemli sapaklarda geride kalanlar beklenirken..



Tarla içlerinde maceralar aramalar..
Önce farketmediğim bu köylü, "Baklaları ezmezsin değil mi?" diye bana seslendi.
"Papatyaları fazla umursamıyorum ama ekinlere zarar vermem." dedim.
3-5 cümlelik küçük bir sohbetimiz de oldu.



Bahadır, kendine fotoğraf çekmek için güzel bir posizyon bulmuş.
Ben de asfalttan ayrılmak için bahane arıyorum zaten.



Yokuşun yanıbaşındaki küçük mola yeri benim için hem fotoğraf hem de (arkadaşlarımın dediği gibi) ergen enerjimi boşaltma çabasına dönüşüyor.
Her fırsatı hoplama zıplama olarak değerlendiriyorum.



"Çöp Dökmek Yasaktır Muhtarlığı"



Bu mola yerine de, gruptan ayrılıp saptığım uzunca bir toprak yol tepinmesinden sonra ulaştım.



Gelir gelmez de voleybol oynayanların arasına katıldım.
Oyuna kendimi kaptırıp yaptığım bir hareket sonrasında, sol dizimin arkasında hissettiğim bir acıyla inledim ve kendimi otların üzerine bırakıverdim.
Çünkü sol bacağımın üzerine basamıyordum acıdan.
1 hafta önceki gezide de yokuşları ayakta çıkarak fazlaca yüklendiğim kaslarım "Daha buna hazır değiliz." mesajı vermişler ve şu anda canımı yakan yerdeki kaslarım tüm hafta boyunca gittikçe azalan bir ağrıyla beni uyarmışlardı.
3 gün önce perşembe günü yumuşak bir tur ile bunu atlattığımı gözlemlemiştim.
Yanılmışım.



1,5 saatlik molanın, 1 saatini dinlenerek geçirdim ve sonrasında da oraya buz bağladım ama bisiklete binemeyeceğimi anladım.
Doktor arkadaşımız Metin' de, "Bence üzerine gitme. Bir kaç lif kopmuş olabilir, 1 hafta dinlenirsen toparlarsın." dedi.
Doktorumun sözünü dinleyeceğim. 



16 derecelik şahane havada, çim üzerine yayılmaca..



Sohbetlere dalmaca..



Güneşlenmecenin keyfini çıkardık.




Pınar'ın minik kuçusu Alice(Alis okunur)' de çok mutlu.



Eskort arabamızda, Alice'in yanında yerimi aldım.



Gezinin geri kalanında manzaram böyleydi.



Uyku Vadisi'ndeki tesislerde dinlenip geri dönerken..



Arada bir arabadan inip bisikletçi dostlarımın arasına karışacak enerjim oldu.



Hah, bir senin şöförlüğün eksikti.



Turun son 4 km sinde Delta kişi bizi karşılıyor.
Neşemize katkıda bulunuyor.
"İstersen seni Bodrum'a ben bırakayım." teklifini nazikçe reddediyorum.
Bu çılgın adamın motoruna 1 kere bindim yetti bana.

Önümüzdeki pazara kadar dinlenmeyi düşünüyorum.
Sağlıkla kalın a dostlar.


..

.





Hiç yorum yok: