15 Mart 2015
Pazar
BBK pazar turu.
Sabah 07.30 da gözlerimi aralayıp saate baktığımı ve "Uyu NeO" dediğimi hatırlıyorum.
Yeniden uyandığımda 10.30 olmuştu vakti zaman.
Zor da olsa kalktım yataktan.
Balkona çıkıp havanın güneşli ama serin olmasını izledim 1 dk boyunca.
"Tamam, bu gün bisiklet günü." dedim ve hazırlanmaya başladım.
Kahvaltı için zaman yok, zaten canım da çekmiyor.
Nedir bu isteksizlik hali bendeki?
En kritik seçim giysi konusu, hem üşümemeli hem de terlememeliyim.
Çok zor ikisini birden sağlayacak giysi seçimi.
Fazla takılmadım bu konuya ilk seçtiklerimi kuşanıverdim.
Ne kadar hızlı da olsam evden çıkışım 11.00 oldu.
Ortakent'i geçip, Yahşi'yi gördüğümde 11.10 olmuştu.
"Çabuk gelmişim." diye düşündüm.
Aklımda, Gürece'den Akyarlar'a sapıp BBK'yı Akyarlar'da yakalamak vardı ama Gürece'den aşağı salınmak daha kolayıma geldi.
Turgutreis'te Telefon edip nerede olduklarını öğrenirim, ona göre pedallarım.
Turgutreis'e arkadan giden yola saptım.
Bu arka yollar, çevre yolu trafiği olmadan daha keyifli.
Turgutreis'te Bahadır'ı aradım; "Akyarlar dönüşündeyiz, Turgutreis'e yaklaştık." dedi.
O tarafa pedallayıp BBK'yı karşıladım.
Grubun sonuna kadar herkesi selamlayarak ulaşıp, tekrar onlarla birlikte döndüm.
Gümüşlük yolunda grubun başına ulaştım.
...
Belediye kafede mola.
Güneş banyosu ve ..
.. tıkınma saati.
...
Delfin.
Delfin'in karşısında da kibar bir kuçu, payına düşecek lokmaları bekliyor sakince.
Olgun'un cici KTM bisikletini parkettiği yerden alıp sakladım.
"Nerede bisikletin?" diye sorup 5-6 dk panik yaşamasına sebep oldum.
Kalbine inecekti!.. :)
...
...
Gümüşlük denizinden, dalgıçlar tarafından toplanan çöpler.
...
...
...
...
Burada eski arkadaşlarıma rastladım.
Biraz da onlarla zaman geçirip eski günleri andık.
...
Geri dönüş saati geldi.
Hoşçakal Gümüşlük.
11 kişi pedallayarak Bodrum'a döneceğiz.
Her yaştan genç var aramızda.
Pedallamaya doymayan bisikletçileri çok seviyorum.
İyi ki varsınız.
Değirmenlere çıkan yokuşta öne geçiyorum ki fotoğraf çekebileyim.
Oldukça dik bir yokuş olmasına rağmen..
… herkesin neşesi yerinde.
Yokuş zirvesinde mola vermeden devam ediyoruz.
Helal size gençler.
Dereköy'ü geçince nefis bir ev.
Burada yaşamak ne güzel olurdu.
Hemen yakınında bir bitki satıcısında bu limon ağacının fiyatını öğrendiğimde "Yuh!" diyorum.
475 TL.
Uçmuş bunlar.
Gürece'ye toplu tırmanış.
Bu 'mö'nün fotoğrafı çekerken Kerim; "Abi, satıyor musun ineği?" diye soruyor.
Benim cevabım; "Satmaktan vazgeçtim, kiraya veriyorum."
Melisa'nın boynunda bir sorun var sanırım!
Bu fotoğraflarda da arkadaşlarımızın viraj tekniğini belgeliyorum.
...
Bahadır'ın ve ..
Kerim'in viraj tekniğine hayran kalıyorum.. :)
Yokuşta yardımlaşma.
Dekatlon yakınında, Gümüşlük'ten ayrılırken zincir koparan Hasan bize yetişiyor.
Milyon dolarlık Trek ne hallerde!
Olgun'daki zincir anahtarıyla zinciri monte etmeye çalışıyoruz.
Başaramıyoruz, zincir zarar görmüş olabilir.
Tavsiyem yeni zincir alması.
Kahve Dünyası'nda dinlenirken, sanal dünyayı ele geçirme çabaları.
Herkes dağılınca, Leman Kültür'de, çay eşliğinde güneşi batırıyorum.
…
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder