3 Ocak 2015 Cumartesi

Gel, ne olursan ol, yine gel.

3 Ocak 2015
Cumartesi

Bu kadar güneşli bir hava olunca bisikletimle bakışmaya başlıyoruz.
Nereye pedallamalı?
İlk aklıma gelen Milas oldu.
Milas etabı için bir gün önce bisiklete binmemek daha anlamlı olduğu için bu fikirden hemen vaz geçiyorum.
Torba tarafından yola çıkıp, Yalıkavak'tan dönsem, Yalıkavak değirmenler yokuşunu özledim diye düşünsem de bundan da vazgeçiyorum hemen.
Bugün bir miskinlik var üzerimde.
 Soğuklar başladı o yüzden mi yoksa ruh halimle mi ilintili bu durum diye çözmeye çalışıyorum.

Bir süredir çıkmaza giren hayatım beni aşağıya çekmeye devam ediyor.
Bu durumdan kurtulmak zorundayım, bana hiç yaramaz, demekle de olmuyor.
"Çıkmaza girme" de ne acayip bir tanımlama!

Gaza gelmek için bisiklet giysilerimle donanıyorum ama nafile, bugün benden bisikletçi olmaz.

Saat 16.00 da "Mevlana" buluşması var.
"Gel, ne olursan ol yine gel." demiş Emrah etkinlikte.
Motosiklet, bisiklet, tabanvay farketmez.

Ben de ona giderim.


Biraz erken çıktım ki en azından İçmeler'e kadar pedallarım, sonrada Kumbahçe'deki buluşmaya katılırım.



Güzel havayı fırsat bilenler piyasada dolanıp duru.



Atatürk caddesi her zamanki sakinliğinde.



Bu caddenin nesi var bilmem.
Her zaman böyle burası.
Kış geldi diye olmasın?



Azmakbaşı'ndan sahile dönüyorum, tam fotoğraf çekmek için elimi cebime atıyorum ki Bodrum'un en fiyakalı bisikletçisi Kerimov karşımda.
"Hasan ve Recep Kumbahçe'de çay bahçesine oturdular, şuradan gofret alıp geliyorum." diyor.
Benim çayın yanında ille de bir şey yeme alışkanlığım Kerim'e de bulaşmış anlaşılan.



Bizim çocukları görünce İçmeler'e pedallamaktan da vazgeçip oturuyorum yanlarına.



Manzara güzel, sohbet güzel, pedallayıp ne yapacaksın.



İşte Kerim' de gofretleri alıp geldi.
Giant bisikletine hiç kıyamaz, o yüzden de park etmesi en az 10 dk.



Yolda gördüğüm Coka Ahmet' de eve gitmekten vazgeçip buluşmaya geldi.
Profil fotoğrafımdaki çizimi bana hediye etmek istedi ama ben çizim defterinden çıkmasına kıyamadım o çalışmanın.
Bende nasılsa digital olarak var.
Bu jesti bile yeter bana.
Teşekkürler Ahmet.



Motorcular bizden ayrı bir masaya oturdular.
Biz insanlar böyle ayrılırız işte; motorcular, bisikletçiler, arabacılar, kadınlar, erkekler, fotoğrafçılar, müzisyenler, balıkçılar filan..
Bir arada olsak daha iyi değil mi?





..

.







Hiç yorum yok: