26 Aralık 2014
Friday
Saat 15.00 de Mangalcı'dan start alacak 2 kaçık, ortalama 36 km olan Kızılağaç-Çiftlik-Kızılağaç etabını 1.5 saatte bitirmeyi planlıyorlar.
Bu rota üzerinden izlemek, fotoğraf çekmek ve tezahürat yapmak serbesttir.
Lütfen bisikletçilere fındık fıstık atmayınız, gözlerine flaş paylatmayınız, su tabancası kullanmak serbest, gerçek tabanca yasaktır.
Fotoğraf: Özgür Damar
...
İhsan sağolsun, beni Bodrum girişinden aldı ve Mangalcı'ya kadar birlikte geldik.
Burada ne yaptığını çözemedim.
Çiftetelli mi oynuyor, yoksa harakiri mi yapıyor?
Bu adam ne yaparsa yapsın, beni hep güldürüyor.
Telefonumu onun arabasında bıraktım çünkü tam pedallamaya başlarız, yine bir sürü arayan olur diye.
İhsan' sa aynı sebepten yanına aldı telefonunu, bir sürü arayan olur diye.
Nitekim 100 m gitmeden bir telefon.
444 lü hatlara bile cevap verecek neredeyse.
500 m gitmeden yağmur bastırıyor ve Mıstık kafeye sığınıyoruz.
Hani performans turuydu?
Hani kapışacaktık derken İhsan kopuyor.
"Ya NeO, öldürdün beni." diye.
Neyse kısa süren yağmur sayesinde, birer çay eşliğinde üç-beş dedikodu yapıverdik.
"Hadi Neo, bırak dedikoduyu da pedallayalım, alayım ifadeni." diyor Delta'm Force'm.
Buldun sakat adamı, fırsatı değerlendir bakalım.
Önden önden pedallaması sinirimi bozuyor ama yapacak birşey yok, ağrıyan kaslarıma yenik pedallıyorum, pedallayabildiğim kadar.
Yiğitliğe de ot sürmüyor, gülmeye devam ediyorum.
Adam performansının üst seviyelerinde, bazen önden gidip, bir de geri dönüyor.
Şımarık şey noolcek.
Yerdeki yağmur sularından ıslanıp duru..
Bir çamurluk alamadık gitti, ya da iki.
"Sen düz devam et, ben şu cami yokuşunu tırmanıp seni ilerideki bağlantıda yakalarım." diyor.
İşi gücü hava atmak.
Bu günlerin kıymetini bil dostum, bir süre sonra çok ararsın.
Yol bağlantısına birlikte varsak da o yine önden önden gidip moralimi bozmaya çalışıyor.
Hah, kendime bir rakip buldum sonunda.
"Naber amca, nasıl geçtim seni."
Delta, fazladan yaptığı yollar sayesinde iyice ısındı.
Taş masalı kahveye vardığımızda üzerimden dumanlar çıkıyordu.
"Ben, terlemedim bile." deyip beni sinir etmeye devam ediyor.
Bodrum tarafında bulutlar biraz aralanınca güzel bir gün batımı olmuş yine.
Bekle Bodrum, dönüyoz gari.
Bak, yine önden önden kaptırdı gidiyor.
Aramız iyice açıldı Yalı'ya doğru inerken.
Yalı'da artık gözden kaybolmuştu.
Kaderime küssem de pedallara küsmedim.
Benim de kendi ritmim var.
Buna da şükür.
Önden gitmesi yetmezmiş gibi, bir de bisikletini arabaya yükleyip beni almaya geri dönmüş.
Neymiş, yağmur başlamış, ıslanmayaymışım.
Sonuna kadar pedalladım, inadım inat.
Mangalcı yakınında beni sollayıp sağa çekti.
"Bu son şansın, geldin geldin, yoksa yağmurda pedallarsın Bodrum'a."
Geç bakalım dalganı Force misin Delta mısın?
Sahi, nesin sen?
…
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder