19 Eylül 2013 Perşembe

KGT gezisi

KGT
Kafana Göre Takıl

Bugün durumum budur.
12:00 biraz geçe çıktım yola.
Önce Gümbet'teki bisikler malzemeleri satan yerden bir pompa bir de iç lastik aldım. Ne olur ne olmaz.



Bitez yolunda begonvillerin saldırısına uğradım.
Bahçeden yola doğru hücum ettiler üzerime, zor kurtuldum ellerinden.


O yolun sonunda Bitez mezarlığı var ve ben bu sefer Pala'ya uğramadan geçemedim.
Çiçeklerini sulayıp sevgilerimi sundum.


Hazır anılar depreşmişken, Bitez'de eskiden oturduğum evi de bir ziyaret edeyim dedim.
Çok güzel anılarımız oldu bu evde ve bahçesinde, unutulacak gibi değil.
Ben de arada sırada, ne hale gelmiş diye bakıyorum işte.
Bu sefer köpek havlamalarıyla karşılandım.
Daha sonra evin yeni sahibesi kapıya çıkıp, eski kiracı olduğumu öğrenince, beni kahve içmeye davet etti, .


Neyla, öğretmen emeklisi çok tatlı bir hatun. 
Kısa ama hoş bir sohbet yaptık ve sanırım yeni bir arkadaşım oldu. Ne güzel...


Burada yaşarken yaptığım ocak hala duruyor. Şahane...


Bitez Yalı'da bir arkadaşımın dükkanına uğruyorum ve malesef kötü bir sağlık haberi alıyorum.
Kendimi iyi hissetiğim bir sırada ona uğrayıp moral vermeyi düşünerek yola devam ediyorum.
Aktur yokuşunu kafamda bu düşüncelerle ne çabuk çıkıvermişim.


Önümde Ortakent, Bağla ve ardından meşhur Karaincir yokuşu var.



Hava iyice ısınıyor ve günün en sıcak satinde Karaincir yokuşunu tırmanıyorum.
Yokuşun sonunda "Dur" diyorlar, ben de duruyorum ama şu inşaatçılara da birileri artık dur dese diyorum...


Neyse, Karaincir'in şahane koylarından birine konuvermiş bu tatil köyü gibi o kadar çok var ki artık keyfimi kaçırmaz oldular.
Bana ne onlardan, kalan yerler yine benim diyor ve yoluma devam ediyorum



Dağlarımızda ağaç kalmasa da bulutlar yine bizi seviyorlar.



En sevdiğim ağaçlardan biri yol kenarında gölgesini sunuyor bana.
Tayyip onu da kesip, AVM filan yapmadan, gölgesinde serinliyorum birkaç dakika.


Sonra da asfalttan ayrılıp ağaçsız tepelere vuruyorum kendimi.


Offroad = Lastik patlaması.
İyi ki pompa ve yedek lastik almışım yanıma.


Sıcakta biraz acele edince hata yapıyorum ve dış lastikle jant arasına sıkışan iç lastik gümlüyor.
Yanımda yama da var. Eski lastiği yamayıp yoluma devam ediyorum.


Akyarlar sahili hala denize girenleri ağırlıyor.


Turgutreis çay bahçesine uğramadan geçmem.
Şahane çay yapıyorlar ve Bodrum çay bahçelerinden %50 daha ucuz.


Her bakışımda Türker'i hatırlatan yol arkadaşım; "Haydi artık, çok tıkınma da eve gidelim." der gibi..

Turgutreis-Bodrum arasını hiç mola vermeden sıkı bir tempo ile tamamlıyorum.




Hiç yorum yok: