28 Ağustos 2013 Çarşamba

Haydi denize

Sonbahar geliyor derken bugün yine deli gibi bir Ağustos sıcağı ile kucak kucağaydık.
Bodrum her zaman eser, iyi yanı budur ama bugün fön makinası gibi üflüyordu mübarek.

Arkadaşım Arbil'de güzel bir kahvaltıdan sonra çarşı turu ve Mendirek Kafe'de Merzuka ile buluşup güzel bir sohbet yaptık biz 'çarşamba üçlüsü' olarak. Daha sonra ayrılırken; "Alışveriş, uyku ve bisiklet gezisi" programımı yerine getirir miyim getiremez miyim diye iddiaya girdik. 
Uyku hariç hepsini yaptım. 

Önce bisikletime atlayıp yokuşbaşından tırmanırken sıcağı sırtımda hissettim iyice. Çiftlik sapağına döndükten sonra da yokuş devam eder. Arada bir iki çamın gölgelediği yolda sanki her zaman daha rahat giderim. 
Yine öyle oldu ve inişte rüzgarın serin ve dost ellerine bıraktım kendimi.


Alazeytin sapağına kadar hiç durmadan pedalladım.
Hem ağzım kurudu hem de gidondaki reflektörün vidası gevşedi diye durdum bu gölgede.


Denize ulaştığımda şahane bir iş yaptığıma emin oldum. Yalıçiftlik, Bodrum'un en temiz denizine sahiptir. Demedi demeyin.

Bir iki dalıp çıkıp, serinledikten sonra, kaç gündür elime alamadığım ama bitmesini istemediğim, çok eğlenceli kitabıma dalıverdim. "Kocanızı Afrika usulü nasıl pişirirsiniz" Calixthe Beyala.

Hiç yorum yok: