16 Şubat 2016 Salı

Kaç keçi kaç.!


16 Şubat 2016
Salı 
Hafta içi korsan turlarımız devam ediyor.
Bahar havalarını bulduk, suyunu çıkarana kadar kullanacağız efems.
Canımı sıkan birinin de tura katılacağı haberi tüm neşemi kaçırdı ama ne mutlu ki bu gerçekleşmedi.
Böylece daha da keyiflendim.

Sıcak mı sıcak.
24 derece arkadaş dile kolay.
Yanmayalım diye koruyucu krem sürdük yüzümüze, o derece yani.




Bu günkü kayıntılarımız şunlar; Fatih korsan başısı peynirli ve kıymalı poğaça yapmış süper olmuş.
Aslı'nın peynirli böreği muhteşem olmuş, 2 kişilik yedim.
Ayçe şam tatlısı yapmış, abartmış resmen.
Artık ben çığrımdan çıktım, yeni hedefim şişmanlamak.



Pazar günü ayağını inciten İhsan, en az 1 hafta spor yapamayacak (sanki biz yapıyormuşuz gibi) ama yine de motorla bizi görmeye gelmiş.
Bir başka insan evladı bu Delta denilen şey.



Onun yokluğundan faydalanıp yine eskisi gibi en önde pedallayıp, hava atacağım herkese.



Nasılsa herkes göbek büyütme derdinde.



Ben de göbek yaptım ama şimdilik bol tişörtle gizliyorum.



Sonunda Emincom da bize katıldı; "Sorma NeO, ben de 3 kilo aldım." diyor.
Çok almışsın, nasıl verecen onları?
Yahu ben en az 10 kg aldım be.



En iyisi arkadan arkadan pedallamak.



BBK'nın hızlı bisikletçisi Bahar aramızda.



Yine tutamadım kendimi, fotoğraf çekeceğim bahanesiyle geçtim en öne.



Bu kısa sürüyor tabi..



Hızlı bisikletçiler hemen geçiyorlar beni.



Arada, öne geçip fotoğraf çekmeme izin veriyorlar.



Herkes hızlı bisikletçi oldu arkadaş.



Pınarlıbelen, okaliptus ağaçlı kahveye 1 saatte varıyoruz.



Bu da saatte 15 km hız demek.
Az mı?



Şam tatlısı, dolu tabakla geldi, ben makinemi çıkarıp çekene kadar bu hale geldi.
Doymuyor bunlar arkadaş.
Tatlıyı da yedikten sonra Etrim'e kadar pedallayıp döndük.
Yediğimizin 1/5 ini yakmış mıyızdır?



Gün batımına kadar ancak döneriz deyip, geldiğimiz yöne doğru pedallıyoruz yeniden.
Bu hızla pedallayarak zayıflamayı önlüyoruz.



Kafaya koyduk, şişmanlayacağız.



Buradan Sazköy'e döneceğiz, oradan geldik çünkü.



Sazköy'den sonra bir alt yol keşfettik, Erkan'la o yola saptık.



Diğer yola paralel bu yol çok daha güzel.



Grupla yollarımız tekrar kesişti.
Yolda 2 tane keçi görmüşler
Birbirlerini kovalıyorlarmış.


Aslı diyor ki; "Keçileri kaçırdın NeO, çok güzellerdi."
!!!



Yeniden Mumcular-Güvercinlik yoluna çıktık.
Buradan Güvercinlik'e kadar trafik var, topluca yolun sağından gideceğiz.



Takip aracımızda Tom ve Jeri.



Yolda, geçen turda Hatice'nin pek beğendiği adamla karşılaşıyoruz.
2 cümle kurayım dedim ama adam susup duru.
Çok sıkıcı bu be..!
Hatice bunun nesini beğendi?


Boooringggg...




Hah işte bizimkiler de geçiyor allı yeşilli.



Hemen peşlerine düşüyorum.
Boş bırakmaya gelmiyor hemen arayı açıyorlar.



Hele bu Aslı yok mu..
En önde, aldı başını gidiyor yahu.



Ne kadar uzaklaşmaya çalışsam da gölgem gibi peşimdeler.



Gelincikleri fotoğraflama bahanesiyle atıyorum yolun kenarına kendimi.
Biraz dinlenmezsem kalp krizi kaçınılmaz olacak. 





Güneşe karşı biraz yavaşladılar da yetiştim yeniden.



Rüzgar olsa anlıyacağım.



Neden yavaşladı bunlar?



Dertleri zorları benimle..
Sürekli dalga geçiyorlar benimle.
Kandırıldım arkadaş.
Şu sıra pek moda zaten kandırılmak.



Güvercinlik girişi.



Göçmen kuşlar..



Günbatımı heryerde güzel ama burada bir başka.



Güvercinlik kuçuları.



Pek tatlılar.
Hepsi sevgi derdinde.



...



Ayrılmadan önce son çay molamız.



Mesut'un keyfi yerinde..



Tom ve Fatih'in de..



Son fotoğraflar artık.



Yeni bir bisikletçi kazandık.
Aslının 2 inci turu.
Tamamdır bu iş.



Günün son karesi bu muhteşem çınar ağacı ile olsun.

Sevgiyle kalın.

...

..

.










Hiç yorum yok: