10 Mayıs 2015 Pazar

"Yakala bizi."

9 Mayıs 2015
Cumartesi



Ayşe ile oğlunun bisikletleti güzel bir bakımdan geçti.



Arızalı parçalar onarıldı, yenilendi.



En geç 14.30 da evden çıkmam lazımdı ama Aşye bisikletlerini almak için o saatte gelince, benim de tura katılmak için yola çıkışım gecikti.
Olsun, onlar benim canlarım.
Tur bekler.



Yokuşbaşı'ndan tırmanırken bu güzelliği görüp duruyorum.
Zaten arabaların gürültüsü olduğu için beni de duymuyor.



Yokuşun yarısından geri dönüyorum, orada unuttuğum gözlüğü almak için.
Aynı gözlükten Fethiye yolunda unutmuştum.
O zaman çok sonra farketmiştim gözlüğü unuttuğumu ama bu sefer dönülecek mesafede.



Gözlüğü takınca yokuşu çıkmak daha kolay nasılsa.



Yine inanılmaz güzellikte bir gün Bodrum'da.
Sıcaklar da başladı elbette.
Yokuş çıkarken arkadan gelen güneş sırtımı pişiriyor.
Bu inişte serinliyorum.
Bisiklet sporunun bu güzelliği var işte; yokuşta ne kadar yorulursanız, iniş size o kadar fazla güzellik sunuyor.



Mangalcı'ya vardığımda saat 15.15 olmuştu bile.
Ben; "Neredesiniz?"
İhsan; "Yalı'dan çıktık, yakala bizi."



Yalı'ya 15 dk da iniyorum.



Çiflik yolunda yakalayabilecek miyim?



Çiftlik'te yoklar.
Yakalayamadım.
Bunlar gittikçe iyi bisikletçi oluyorlar, eskiden daha kolay yakalardım.
Çiftlikten soda ve su takviyesi yapıp, peşlerine takılıyorum.



Nerede bunlar yahu?



Böyle bir güzelliğin içinde pedallamak da ayrı bir keyif elbette.



Tam, yanlış yolda mıyım diye düşünürken..



Turun hedef noktasında yakalıyorum onları.
Henüz varmışlar.



Poz vermekte birinciyiz.



Güzellik desen, hepimiz birer inciyiz.



Molayı uzatmayalım, Yalı'da denize gireceğiz çünkü.



Hala fotoroman.



Gelişimiz hep yokuştu ama dönüş hep iniş.



Klasik Okyay pozu.



Klasik Delta Force pozu, hep ayakta hep ayakta.



Artçılarımız sohbette.



Mesut, imce tekerlekli ve amortisörsüz bisikletiyle bu bozuk yollarda biraz daha yavaş gitmek zorunda.



Öndekilere yetişiyorum.



Yalı kafede Bir sürpriz bekliyor bizi.
3 gün once motordan inerken takılıp düştü ve kolunda küçük bir kırık oldu Fatih arkadaşımızın ama yüzü gülüyor, ne mutlu.



Okyay'ın gözlüğünü deniyorum; "Nasıl yakıştı mı?"
Okyay, "Çok .... oldun abi."



Gözlüksüz de öyleyim, naber? 



Sohbet uzuyor, kimse ayrılmak istemiyor.



Deniz sonrası mayomu kurusun diye ağaca astım.
Geçen sefer unutmuştum, 2 gün sonra geldiğimde yerde buldum.
Bu sefer unutmam.



Herkes arabalara..



Ben, arkada bisikletlerin yanına geçtim.
Önde 3 kişi sığıştılar.
Akraba olmuşlar mıdır?



Ben arkada rahatım.



Kızılağaç'ı da geçip, yokuşun zirvesinde iniyoruz.
Okyay'la ben pedallayacağız Bodrum'a.



Eve varış.

Bu güzel tur için, katılan herkese çok teşekkürler.

...

..

.





Hiç yorum yok: