9 Şubat 2015 Pazartesi

Sağanak

9 Şubat 2015
Pazartesi
Havanın nasıl olduğu önemli değil, bugün her şartta pedallamak istiyorum.
Beden istiyor, yapçak bişe yok.

Atölyedeki işleri bitirip, hızla hazırlandım ve çıktım.
Saat 14.00 de Bodrum'dan, 14.30 da da Mangalcı'dan tur başlar diye yazmıştım feyse ama ben hazırlanmaya başlarken saat 13.55 di.
5-8 dk filan sürmüştür hazırlanıp çıkmam.
Kafa olarak hazırsan hızlı oluyorsun zaten.



Trafikte fazla sıkıntı yok hayret.
Aslında canavar sayısı değişmiyordur da benim ruh halim değişiyordur diye düşündüm şimdi bak.
Sağolsun arkadaşlarım beni eğitiyorlar.
Ortada bir yanlış varsa önce kendine bir bak tavsiyesi işe yarıyor bence.
Hep de benim yüzümden mi oluyor bu yanlışlar?
Ya gerçekten öyleyse?
Hay allah! Çok kötü bir durum bu.
Neyse, şimdi buna kafayı takmıyayım, doğaya yakın insanlara uzak olduğum sürece fazla sorun çıkmıyor zaten.



Kızılağaç köyünde doğayla içiçe oturmasına rağmen, penceresinin önündeki çiçeğini eksik etmeyen.



Bir de koskoca dünyada yer kalmamış gibi bu güzelim doğayı yok etmekten çekinmeyen.
Ağaoğlu İnşaat = Cehennem Zebanisi



Hava gittikçe kapatıyor, bu yüzden Yalı Cafe'de mola verip, buradan geri dönmeyi düşünüyorum.



Sahilde bir tek ben ve çakıl taşları.



Denizde ise sadece dalgalar.
Nereye gitti bu martılar?



Kumsalda, denize inen sadece benim ayak izlerim.
Gözüm yollarda, geleceksin diye beklerim.



Bu ikili mısralar çok hoşuma gitti.
Go to do power? = Gücüne mi gitti?



Limonlu çayımı söylerim, 
Feyste de şöyle bir gezerim.



Fotoğraf çekmeden Bisiklet Günlüğü olmaz.
Bu gidişle kafayı yersin, tek başına tur olmaz.



İşi gücü var milletin, herkes benim gibi serseri mi?
Delta Force bile gelmedi, yoksa bütün suç bende mi?



Bütün BBK turdaydı dün, 2 saat git 2 saat dön, otobüs yolculuğu zaten yorucu, bir de orada 53 km bisiklet turu yapmışlar.
Arada yağmura yakalanmışlar filan ama yine de arabada göbecikler atılmış.
Enerji fışkırıyor BBK'dan, Maşallah.
Ben de onlarla olmak isterdim ama işlerim vardı.
Bir dahakine inşallah.



Bir kedi gördüm sanki!



Ben, dönüş için hazırlanmaya başladığımda yan masadan gelen konuşma aklımı başıma getirdi;
"Zaten başladı yağmur abi."
Sanki bana diyordu.
Gerçekten yağmur başlamış.
Yağmurluğum yanımda, onsuz çıkmıyorum hiçbir geziye artık.



Yağmurda pedallamanın yararları ve zararları var.
Fotoğraf çekmek için bir tentenin altına girmelisin illaki. Bu yararsız olanı.



Yararlısı, bir an önce eve varabilmek için yüksek tempolu pedallıyorsun.
Bunu aynı zamanda üşümemek için de yapıyorsun tabi.

Yararsız birşey daha, arabalar seni hiç umursamıyorlar, hızla yanından geçerken yerdeki sular ıslanmadık yerlerinin de ıslanmasına sebep oluyor.
Zaten ıslaksın, ne önemi var dedi galiba biri.
Gel canım, sen de bu yağmurda pedalla da ondan sonra ahkam kes bakalım.

Bu fotoğraftan biraz önce saygılı bir sürücü beni umursadı.
Karşıdan gelen arabaların geçmesini bekledi beni sollamak için.
Yanımdan geçerken de "Yardım lazım mı abi?" diye sorunca,
bir de baktım ki bizim Okyay.
Bisikletçinin halinden bisikletçi anlar.
"Sağol  Okyay." dedim. "Ben böyle iyiyim."

Gerçekten de iyiydim.
Yalı'dan, Bodrum girişine kadar sağanak yağmur şiddetini hiç azaltmadı ama benim keyfim hep yerindeydi.
Bir de ayakkabı korumam olsaydı daha iyi olurdu.
Aslında, çamurluk olsa da iyi olurdu.
Bir de gözlük için silecek.

Amma çok şey istedim. 
Aslında çok güzel bir gün geçirdim, eve girdiğimde yağmurluğumun altında kalan kısmım hariç herşey ıslanmıştı.
Üzerimi değiştirip, çayı hazırlarken 3-5 kere hapşırsam da şimdi gayet iyiyim.

Siz de doğru giyim kuşamla yağmurda sürüş yapabilir ve bundan büyük zevk alabilirsiniz.

Deneyin bence.



..

.



Hiç yorum yok: