2 Temmuz 2014 Çarşamba

UnutMADIMAKlımda

Sivrisinek uyutmadı.
Üşenmedim, kalktım, aradım, buldum ve öldürdüm.
Sinek kovucu da sürdüm orama burama.
Tekrar yattım.
Sinek kovucu engelini aşmayı başaran bir başka sivri nazik bedenimde bir kaç delik daha açınca,
"Daha da uyumam gari" deyip, eksik uykuyla güne başladım.
Yumurta almaktan dönerken evin önünde "Bize de kahvaltı lütfen." diye buyuran kedi ailesi ile paylaştım sütümü.



Dün bakım için bırakılan iki bisikletin son ayarlarını yapıp, test sürüşü ile denetledikten sonra sıra geldi banka işlerine.
Kayalıklara gidip, dalga seslerini dinleyerek güneşlenip bir de küçük şekerleme yaptıktan sonra eve dönerken Burcu aradı; "Abi, bisikletimin işi bittiyse almaya geliyorum."
Evde (Atölye NeO'da) buluştuk, bisikletini "cici" olmuş şekilde teslim edip, 
"Bisiklet zamanı." deyip attım kendimi BeBeK'imle birlikte sokaklara.



İşinden çıkıp, akşam turlamasına çıkan bir iki bisikletçi bulurum ümidiyle Belediye Meydanı'na ulaştım.
"UnutMADIMAKlımda"



Emrah, Emir ve arkadaşı da unutmamışlar.



Unutmayan çok, unutanlara hatırlatmaya gelenlerse pek fazla değildi.



İşinden çıkıp gelenler daha sonra meydanı doldurmuşlar.



Hürkan'la tanıştık ve bastık pedala.



Gümbet sahili, oradan da arıtma tesislerinin olduğu buruna ..



Gün batımının kızıllığı ..



Yüzümüze vurdu.



Biz de toprak yollara vurduk ..



Çalıları otel yapmak için yakmışlar.



Yanmadan önce diğer buruna ulaşmak çok zordu.



Şimdi ise daha kolay.



Bu araziye çoğu kez tek başına girmiştim daha önce.



Ardımda beni takip eden biri olunca daha cesur bastım pedallara.



Çok eğlenceli.



Bozuk toprak yolda sürmek çok heyecanlı oluyor.
Adrenalin yükseliyor.
Yanmaktan kurtulan çalılar bacaklarımızda çizikler oluştursa da..



Bu zirveye varmak için değer.



Bir yanda Bodrum..



Diğer yanda Gümbet'in ardından güne veda eden güneş.



Dönüşte sahil..



Fotoğraf çektik ama..



Denize girmek aklımıza bile gelmedi.



Aklımız fikrimiz pedallamak.



Burası da otellerle dolmadan mtb sürüşümüzü geliştirmek için bol bol gelmeliyiz buraya.



Yolu izi öğrendik nasılsa..



Bir sonraki gelişimizde daha çok eğleneceğiz.



Mümkünse daha erken gelip,



Belki arada denize bile dalarız.



İyi olur, serinleriz.



"Öyle bir araziden sonra asfaltta sürmek ne kolay" diyor arkadaşım.



O zaman yokuş çıkalım..



Haydi değirmenlere..



Hoop, zirvedeyiz.



Soluk soluğa kaldık ama çok güzel esiyor yahu.!



İşte keyif budur.



Eve dönerken Esen'le buluştuk.
Onun bisikletinin de bakıma ihtiyacı var.
Daha sonra bırakacak ama şimdilik bir iki yerine aceleyle bakıverdim.



..

.





Hiç yorum yok: