15 Haziran 2014 Pazar

Milas 2 saat

Bir haller oldu bana..
İyice antrenman havasına girdim sanırım.
Çok geç yatmama rağmen sabah saati 9.50 olarak görünce (ki bu sefer doğru gördüm),
"Hadi.!" dedim, "Şu yarım kalan Milas turunu yap NeO.
Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde hazırlanıp,
1 muzla kahvaltı ve su, yola hazırdım.


Bu sefer bitireceğim bu Milas turunu.



Diğer 2 deneme gününe kıyasla bugün hava çok açık.



Bir o kadar da sıcak.



Torba'yı geçince, Hayvan Barınağı'na çıkan yokuşun sonunda bir turcu arkadaş.



Yanından geçerken "İyi yolculuklar." diyorum ve devam ediyorum.



Niyetim, Milas'a kadar hiç durmamak.



Ufukta Güvercinlik.



Güvercinlik arkamda kaldı bile, işte Mumcular sapağı.



Ardından Meşelik sapağı ve her zaman orada duran "Meşelik Alem Kokoreç" arabası.



Hasat zamanı.



Havalimanı'na geldim bile.



Hatta geçtim bile.
Olacak bu iş galiba!



Uçaklar da mola vermeden varıyorlar hedeflerine, ben neden yapmayayım?



Son 10 km yazınca yokuş başlar.



Milas yokuşu son sınavım.



Bitmeyen yokuşu fotoğrafla oyalanarak geçiştirmeye çalışıyorum.



Böyle yakın geçmeleri önemli değil, yeterki korna çalmasınlar.



Zirveye bağıra çağıra vardım işte.



Geri kalan yol sadece iniş.



Muğla içine dönüp duruyorum ve saate bakıyorum,
süper.
Son gelişim 2 saat 15 dk idi.
Bu sefer tam 2 saat.
Süperim ben.. :)



Yolda; "Bu turu ayağını yere basmadan bitirirsen sana Meşhur Milas Köftesi ısmarlayacağım NeO." demiştim.
Sözümde duruyorum ve soluğu meşhur köftecide alıyorum.



1.5 saatlik uzun bir yemek molasından sonra dönüş.



Yine aynı adamı görüyorum yokuşta.
Bu bir işaret ama ne demek acaba?



Dönüş 13.40 da başladı, ayni günün en sıcak saati.
Bu yüzden molalı gideceğim ama tempomu düşürmüyorum.



İlk yokuş bitti bile.



Rüzgarlı bir iniş yakaladın, gülersin tabi köftehor seni.



10 dk mola.
Yüzümü yıkayıp çişimi yaptım ve benzin pompacısı arkadaşın çayından son yudum alışını görünce,
"Eee, çay mı ısmarlıyorsun?" diye sordum pişkince.



Beni kırmadı ve hemen bir çay kapıp geldi ve 10 dk molanın kalanını sohbetle geçirdik.



Rüzgar, sıcağı biraz kırıyor ama hızımı da etkiliyor.



İkinci mola biraz uzun olacak.
Sahile inen bir yol görüyorum ve henüz parsellenmemiş bu yere dalıyorum.
Sahilde kimse yok, tam dinlenmelik.



Üzerimde ne varsa çıkarıp kurumaları için güneşe serip denize atıyorum sıcaktan kavrulan bedenimi.



Çok az suyum kalmış.
Dalgınlığa düşüp, Güvercinlik'ten geçerken su takviyesi yapmayı unuttum.
Bu yüzden mola uzun olmaz derken 40 dk dinleniyorum burada.
Deniz iyi geldi doğrusu.



Bu yeri unutmayayım.
Bir dahaki sefere burada yine mola veririm.



Daha önce de su yardımı aldığım Rixos giriş kapısı güvenliğine uğruyorum.
Bu sefer de beni kırmıyorlar ve suluğumu soğuk suyla dolduruyorlar.
Ben de onlara "Su gibi aziz olun." diyorum.



Torba sapağına iniş.
Tur bitti sayılır.



Le Tour de Milas III başarıyla sonuçlandı.



Aslında bu benim Milas'a 4üncü gidip dönüşüm ama Le Tour de Milas adıyla 3üncü.
Ne demekse.



Home tatlı home.



..

.





Hiç yorum yok: