3 Mayıs 2014 Cumartesi

Bitez kazan, biz kepçe.

Günü boş geçirmek olmaz.
Saat 14.00 de olsa sağlam bir tur yapılabilir.



Bitez'e doğru pedallar, sonrasına orada karar veririz dedik BeBeK ile.



Marina tarafından hafif tempo giderken, kaldırımdan sarı bir şey geçti.
"Melisaaaa" diye seslenmem yetti, o da "Nezih abi mi o?" diye göz ucuyla bana bakıyormuş.



"Düş peşime, düş peşine" deyip yollarımızı birleştirdik.
Aslında o işini erken bitirmiş ve evine doğru gidiyormuş.
Aklını çeldim ve iş giysileri ile tura çıkardım onu.



Gümbet sahilini dolaşıp, Bitez'e doğru hafif yokuşu tırmanmaya başladık.
Hava şahane, ekip de şahane oldu.
Başka ne isterim?



Bir de konu isterim.
"Hadi benim Bitez'de eskiden oturduğum eve gidelim.
Neylan evdeyse tanışırsınız, biraz sohbet ederiz." diye konu yarattım.
"Tamam Nezih abi." diye geldi el cevap.



Neylan evde yok, bize başka bir konu lazım.



İlk aklımıza gelen "Ne şahane bir ikili olduk." konulu fotoğraf yarışması.



Her iki fotoğrafı da yarışmanın birincisi ilan ettik.



Sema'ya bir telefon, "Evdeyim, hadi gelin çayı koyuyorum." demez mi!



İşte bu.



Sema'nın çiftliğine yeni bir eleman gelmiş.
Sardunya gölgesinde siesta yapıyor.



Sema diyor ki "Tam buldum kendime göre bir tosbağa, öpüşüyor bu."



Kaynanamız bizi sevecek, ne zamandır tadına bakmak istediğim Nirvana kekini fırından çıkaralı 2 saat olmuş.



Çok keyifli zaman geçirdik Semacımla.
Güzel ikramları ve hoş sohbeti için çok teşekkürler.



Biz şaklabanlığa devam edelim.



Burcu "Hadi gelin, ben de kahve yapayım size." der de kaçırır mıyız?



Dere yatağı yolunda biraz zorlansa da Melisa gayet iyi bir performans gösterdi bugün.



Burcu kahveleri hazırlarken, Lorenzo' da uçurtmasını gösteriyor bize.



Biz Bitez sahilinden geçerken bizi görmüşler.
Onlar da o sırada uçurtma uçuruyorlarmış.



Eve gelirken bozulan uçurtmayı tamir etmeye çalıştık.
Yaptık gibi.
Uçma ihtimali var.



Burcu sağolsun, bize ne ikram edeceğini şaşırdı.



Tatlı yedik, tatlı olduk biz.



Şimdi de o kalorileri verme zamanı.



Şapel'i görmemiş Melisa, uğruyoruz.
Kapısı kilitli.



Açıverdik.
Bize kilit milit sökmez.



İçeride fotoğraf çektiresimiz var çünkü.



Böyle de bir anımız oldu.



Unutmayalım ki bisiklet turundayız.
Hadi.



Şapel'de bir eğrilik mi var?



Mel; "Yok, yok buradan bakınca düz görünüyor.
Eğri olsa bunca sene ayakta durur muydu?"



Haklı kız, ama kendisi bir türlü  düz duramıyor poz verirken.



En düz pozu bu.



Geçerken Fatih'e de uğrayalım dedik ama yok malesef.



Tam gidiyorduk arkamızdan "Düt, düt"..
Ayaküstü bir sohbet ve "Bize müsade, zamanımız azaldı. Yarın turda görüşürüz güzel insanlar." deyip Bodrum dönüşüne geçiyoruz.



Bir çıpıda Bodrum'un içindeyiz.
Ayağında sandaletleriyle turu tamamlayan Melisa'ya kocaman bir aferin benden.



Son bir poz. Bak yine kafa eğri.


Melisacım, iyi ki tura katıldın.
Çok eğlendim, renklendim ve keyiflendim.
Yarın BBK turunda daha da keyifli zamanlarımız olacak.

Sevgiyle.



..

.




Hiç yorum yok: