3 Mart 2014 Pazartesi

Mart kapıdan baktırır...

"Bizimki (NeO) sabahtan, pazartesi sendromunun dibine vurdu.
Öğleden sonraya kadar süren bir pazartesi sendromu.

Ortalık yağmur, fırtına..
Tam pazartesiye yakışır bir konsept.
Eve gelip bir iki arkadaşına telefon ettikten sonra yan gözle bana bakmaya başladı.
Art adını bu durumlarda kullanmaya bayılıyorum NeO'nun.
- Ne o NeO, dışarıdaki havaya rağmen mi? diye soruyorum.
- Ne dersin? diye soruyla cevap veriyor.
- Benim işim seni gezdirmek. Sen ne dersen o olur NeO.
Annesi bu durumu pek beğenmedi; 
Yağmur çamur ne işin var bisiklet tepesinde, dese de spor yapmasını seviyor oğlunun.



Dünkü gezide patlayan arka lastiği güzelce yamadı, Emrah'ın verdiği iç lastik daha ince lastik için, bu sağlıklı bir durum değil. Onu Emrah'a geri verecek.
Fakat komik bir durum oldu, yamayıp taktığı iç lastiği bir güzel şişirip, tekerleği yerine takmadan 5 dk oyalandı.
O sırada çat pat küt sesleriyle dış lastiğim yerinden oynadı ve iç lastik palon gibi şişerek dışa taştı.
Her şeyin fotoğrafını çeker, bunu niye çekmedi anlamadım.
Havasını indirip, yeniden şişirdi dikkatlice.
Bu sefer dış lastiğin tam olarak yerine oturduğunu kontrol ederek yaptı bu işi.
Sorun yok, zarar görmemiş.
Yine de çıkarken yanına yedek iç lastik ve yama setini almayı ihmal etmedi.
Çok seviyorum bu yanını NeO'nun, unutmadıktan sonra benimle ilgili her tedbiri alarak yola çıkar.
Bazen aceleye geliyor, unutuyor bazı şeyleri.
Olsun.


Bu yağmur sürüşlerinden pek hoşlanmaya başladı NeO.
Aslına bakarsanız başka çaresi de yok çünkü bir süre bu havalar böyle gidecek gibi görünüyor.
Şimdilik kısa turlarla yetiniyor ama benim bildiğim NeO bunu da abartır.



Bitez sahiline vardığımızda, denizde gördüğümüz bir sörfçü bizim yalnız olmadığımız anlamına mı geliyor?
Bu yağmur ve neredeyse fırtına şiddetinde esen rüzgar onun da spor yapmasına engel değil.
Yağmur yüzünden güzel bir fotoğrafını çekemedi ama seyretmesi çok güzeldi.
İki palmiyenin arasından görünüyor dikkatli bakarsanız.



Denizden esen rüzgar sahil şeridinde oldukça etkili.
Biraz daha sakin bir sürüş için Bitez'in bağarası yollarına yöneldi bizimki.



Bahçedeki bisikleti görünce freni ben sıkmışım gibi oldu ama NeO olmazsa ben bir hiçim, kendi kendime fren sıkacak bir mekanizmam yok şimdilik.
Olsa da NeO'nun beklemediği bir şeyi yapmak istemem zaten.
Bu fotoğrafta da esas konu, beyaz arka çamurluğu görünen çocuk bisikleti.
Bahçenin yeşillikleri arasındaki görüntüsünden pek hoşlandık ikimiz de ama NeO, evdeki insanları tedirgin edecek abartılı bir hareketten çekindiği için acele ile çekilen bu fotoğrafla idare edin.



Bağarası yollarının çoğu aslında dere yatağıdır Bitez'de.
Yağmur yağınca da gerçek kimliklerine kavuşurlar.
Şimdi de öyle oldu, biz aslında bağarası yollarda değil, dere yataklarında dolaşıyoruz.



Sağdan mı?



Soldan mı?



Biz soldaki dere yolunu seçtik.
İlerden de sağa döndük; Limonlu Sokak.
Daha önce geçmediğimiz bir yol burası.
Buralarda hala geçmediğimiz bir yer olması ne güzel.

Bitez belediyesinin islah ettiği dere yataklarından birindeyiz.
Şimdilik bizim geçmemize izin veriyor.
Daha fazla bir yağmurda akıntıya karşı gitmemiz mümkün olmaz bizce.
Kenarda suyun akmadığı bir yer bulunca, beni derenin/yolun ortasına koyup, bir yakışıklı pozumu alıyor.

Bu yol oldukça uzunmuş.
Gerçi biz, NeO fazla ıslanmasın diye biraz yavaş gittik ama böylesi de çok eğlenceli.

Yağmur yüzünden fazla fotoğraf çekemedik fakat çok güzel bahçeler ve evler gördük.
Buradan güneşli bir havada bir daha geçeceğiz bence, NeO fotoğrafını çekmedik yer bırakmaz Bitez'de.

Bu günkü maceramızı ben anlattım çünkü bizim NeO'nun bugün hiç yazası yok.
Umarım hoşunuz gitmiştir.

Bizden size sevgiler.

BeBeK

"


..

.

Hiç yorum yok: