1 Mart 2014 Cumartesi

Arena Bodrum






HAYDİ PEDALLAYALIM!!!
“Bodrum, bisiklet için en zor beldemiz.”
Bir çok insan böyle düşünüyordu. Daracık sokaklar, gittikçe artan trafik, köyler arası çok yokuşlu yollar ve daha neler neler. Bisiklete binmemek için türlü mazeretler.
Oysa, çarşıda bisikletiyle dolaşırken bir çok insan görüyordum.

Elbette yaz sezonundan söz etmiyorum. Yazın çarşıda bisiklet sürmek İstanbul’da belediye otobüsüne annemle binmek gibidir. Siz ilerlemek istersiniz ama insanlar “Ne işi var bunların burada?” diye düşmanına bakar gibi bakarlar suratınıza. Ben, okullar açıkken, henüz herkes Bodrum’a gelmemişken ve bizbizeyken gördüğüm bisikletlilerden söz ediyorum.
Bodrum’dan Gümbet’e gitmek için askeri kampın yanından Değirmenler Tepesi’ne doğru çıkan yokuşu tırmanmak her baba yiğidin harcı değildir. Mindos Kapısı’ndan dolaşmak daha mantıklıdır. Daha sonrasında, Bitez’e gitmek için çıkılacak yokuşlar da oraya gidişi engeller.
Kızılağaç ya da Torba yönüne gidecekseniz, Yokuşbaşı’ndan başka seçeneğiniz yoktur.
Her yokuş narin bacak kaslarınız için fazla gelecektir. Oysa motosiklet diye bir icat var. Bas gaza, git arşa. Arabasından inmeyenlerden söz etmiyorum elbette. Onlar küçük bir dünya yaratmışlardır dört teker üzerinde ve bu dünyaya aşıktırlar. Marina’dan Oasis’e bile onunla giderler.

Bense yaz kış, sıcak soğuk, yokuş iniş demeden sürekli bisiklete binerim. Hep söylüyorum ama arkadaşlarım “Bisikletin olmadığında seni tanımakta zorluk çekiyoruz.” derlerdi. Elim kolum, yani ayağım gibiydiler.
Yolumu kısaltır, zamanımı çoğaltır, hayatı daha fazla yaşatır bana bisikletim.
“Şeytan arabası” deyimi nereden çıkmış bilemem ama büyük haksızlık etmiş kim bu yakıştırmayı yaptıysa.
Benim melek arabamdır o. Kanatlandırır, neşe verir, mutlu eder. Sağlık da bu demektir zaten.
Bisiklete bir alıştınız mı onsuz yapamazsınız. Bodrum gibidir. Bir kere tadını aldınız mı onsuz yapamaz olursunuz.
Bodrum’a üş sene önce yerleştim. 30 yıldır hep gelir giderdim. Bu sefer gitmeyeceğim.
“ Burası benim köyüm” derdim ama artık burası “benim şehrim” demek gerekecek sanırım.
Şehir olma yolunda atılan adımlar, sonunda gerçekleşecek. Ama burası dünyanın en ilginç ve en güzel şehirlerinden biri olacak. Umarım…
Bisiklet gezi ve yolları, dağ bisikleti parkurları hatta belki de bisiklet yarış pistleri yapılacak yakın bir gelecekte. Evet, yakın bir gelecekte Bodrum bir bisiklet cenneti olacak. Bu hayalimin gerçekleşmesi için ilk adımlarını attığım BBK Bodrum Bisiklet Kulübü, emekleme aşamasını çoktan aştı. Dörtnala gidiyor gelişiminde. Yakın bir zaman içinde alınan bir kararla “dernek” olmaya karar verildi ve bu çok kısa bir süre sonra gerçekleşecek.
Tüm dünyada, çevre duyarlılığı geliştikçe hızla artan ilgi ile bisiklet yakın bir gelecekte hak ettiği yeri bulacaktır. Bizler; bisiklete gönül verenler, yeni çıktığımız, hızla gelişen  yolumuzda,  Bodrum’da yaşayan ve Bodrum’a aşık herkesten bu oluşuma destek vermesini bekliyoruz.
Ulaşım, sağlık, ekonomi ve çevre adına,  çok büyük katkı sağlayacak bu melek arabasının yolunu açmamız, hayatımızın içine sokmamız gerekiyor.
Haydi Bodrum, bedenimize, çevremize, ekonomimize gereken önemi gösterelim. Pedallayalım.
Gelecek bisiklette.
NEZİH ÖGET / Bodrum Bisiklet Kulübü

Hiç yorum yok: