8 Haziran 2015
Pazartesi
Sıcaklar başladı ama hava parçalı bulutlu olduğu için yine bahar kıvamında.
Turizm sezonu başladı diye herkes bisikletten uzaklaştı iyice.
Her yaz böyle olur.
Olsun, beni bağlamaz sıcak, soğuk, yağmur, çamur.
Her türlü şartta bisiklet güzeldir..
Eski dere yataklarından dolanarak,
Önce, gezinmenin keyfini çıkarmak lazım.
Sonra, nasılsa tırmanacak bir kaç tepe bulurum.
Böyle betonlar dökülmeden önce daha güzeldi bu yollar.
Olsun, ben buna da razıyım.
Şikayet etmek yok.
Yolda, antika bisikletiyle Ertan çıkıyor karşıma.
Başkaları yüzünden işlerinin gecikmesinden şikayetçi.
Bir sürü şey anlatıverdi ayaküstü, sonra da; amma şikayet ediyorum değil mi? diye özeleştirisini de yaptı.
O da hafif akşam sporunu yapıyor.
Bodrum'a gidip dönecek.
Benimse biraz yokuş tırmanma zamanım geldi.
İşte çok sevdiğim Aktur yokuşu.
Bu görüntü beni inişin ortasında durduruveriyor.
Ortakent bağları.
Arkamda Bodrum Güzel Sanatlar öğrencilerinin yaptığı, beğenmediğim heykel.
Önümde inişin ikinci yarısı.
O da yeter.
Ben seni bir yerlerde motorla yakalarım diyen İhsan Delta'sı yok ortalarda.
Ortakent'te de durmuyorum.
Gelirken Aktur yokuşu, dönerken Dilek Yolu (yokuşu).
Tam ortada beni durduran bir şey var.
İnerken durduğum yerde, çıkarken de duruyorum.
Yatır matır olmasın burada!
Bitez sahili.
Bitez Sahil camisinin önünde İhsan'dan telefon geliyor;
-"Neredesin oolum? Her yeri aradım yoksun."
-"Bitez Sahil camisine gel, 2 rekat namaz kılalım."
-"Tamam, bekle, abdest alıp geliyorum."
5 dk sonra geliyor Delta'ların İhsan'ı.
Her zamanki gibi neşe dolu.
Beni bırakıp, motoru ile gazlamaya çıkıyor.
Ben de bağarası yollardan,
Konacık'a, eve doğru yollanıyorum.
Bu gün de böyle geçti a dostlar.
Yarına Allah kerim.
...
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder