3 Şubat 2015
Salı
Cüce ay Şubat için uygulamayı düşündüğüm, "Her Allahın Günü Pedalla" programını uygulamaya devam ediyorum.
Sabahtan beri bir türlü güneş yüzünü göstermedi ama olsun ben yine de programa uyacağım derken hoop, bulutlar açılıyor ve mavi gökyüzü ve pırıl güneş ortaya çıkıyor.
Tam da benim çıkmayı düşündüğüm saate denk gelmesi de ayrı bir güzellik.
Saat 14.00
Tutmayın beni.
Konacık ışıklardan direkt karşı yola giriyorum.
Devamında bu dereli yola bağlanıverdim.
En sevdiğim sokaklardan biri burası.
Her yağmurda böyle Venedik gibi olur.
Üstelik de en sevdiğim Bodrum evlerinden birin yanından geçiyor.
Ben bunu çok istiyorum.
Çok istersen olur diyorlar.
O zaman, çok istemeye devam ediyorum.
Hey yukarıdaki, oradaysan ve sesimi duyuyorsan, mevzuyu biliyorsun artık.. ;)
Her yağmurda, bu Venedik yolundan eve gitmek çok hoş ve maceralı olur doğrusu.
Asfalt bağarası yollara bağlanıverdik birden.
Bizi bozmaz.
Her türlü yol uyar.
Safa Otel'in önünden geçip, sahile inen yola dalıyorum.
Kocaman bir bulut tepeme dikildi ve gözyaşlarını bırakmaya başladı, ben bu fotoğrafı çekerken.
"Ne oldu yahu? O kadar kötü bir kompozisyon mu bu yani?"
"Ağlayacak ne var bunda?"
Kafamı kaldırıp gocuman bulutun nereye gittiğini görünce anlıyorum neden gözyaşı döktüğünü.
Benimle hiç ilgisi yokmuş.
Karşıdaki beyaz buluta kavuşmak üzere olduğu için sevinç gözyaşlarıymış o dökülenler.
Çok özleşmişler zaar.
Tamam da ıslanıyoruz yahu!
Sonunda birbirlerine kavuştular işte.
Yaşasın yahu.. :)
Ben de bu keyifle Bodrum'a pedalladım eve dönecekken.
İyi ki de öyle yapmışım.
Her ne kadar, çamurluksuzluktan dolayı lastiklerden fışkıran sular şeyimi ıslatsa da umurumda değil çünkü mola vermeyeceğim.
Üşümem yani.
Bulutların manzaraya katkısı inanılmaz.
Hangi açıdan çekersen çek..
Şahane fotoğraf oluyor.
Bir de iskele katkılı olsun.
Hadi bir de sahildeki tekneleri kullanayım.
Benim ne işim var bu karede?
Bensiz daha güzel.
Lodos artıkları bunlar.
Neyse ki fazla hasar yok.
Bu gezi de bitti..
Tüh..!
…
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder