7 Şubat 2015
Cumartesi
Her gün bisiklet turu yapma programını aksattım malesef.
Dün gece BBK'nın yani Bodrum Bisiklet Kulübü'nün müzik yaptığım Veranda'da toplantısı vardı.
Saat 21.00 de bitecek toplantının ardından benim programım başlıyor diye ben de o geceye özel 4-5 yeni şarkı hazırladım gün boyu. Bu yüzden de bisikletle çıkmaya fırsatım olmadı.
Gel gör ki, toplantı sonrası en azından bir kısmının programıma kalacağını düşünmek hataymış.
Toplantı 30 dk geç bitti ve ben de 21.30 da ancak sahnedeki yerimi aldım.
Gel gelelim ki toplantı sonrası herkes çil yavrusu gibi dağıldı.
1 kişi bile programı izlemeye kalmadı.
Olsun, her gün yeni bir şey öğreniyoruz hayatta.
Bundan da öyle bir ders çıkarmak gerekir.
Nasıl bir ders çıkardığımsa bende kalsın gari.
Hadi sizi böyle can sıkıcı konular yerine bu gün yaptığımız tura götüreyim de neşemiz yerine gelsin.
MTB Turu diye anons etmiştik, 2 kişi geleceğini bildirmiş.
Tamam o zaman 3 kişi güzel bir grup olur dedim ve saat 11.30 da evden çıktım.
Cumartesi günü bu saatte fazla trafik yok.
Yağışlı ve fırtınalı günlerden sonra bugün hava muhteşem.
Tam bisiklet havası.
Rüzgar durmuş..
Hava sıcak
Resmen terleyerek çıktım Yokuşbaşı'nı..
Buluşma yerine 4 dk önce geldim ve anında telefon Ebru'dan.
"Yolları bilmediğim için karıştırdım, Kızılağaç'ın içine gelmişim, şuradayım, nasıl geleyim?" diye yol tarifi istedi.
Saat tam 12.00 herkes hazırdı.
Ekip sağlam.
Hemen araziye girip tırmanmaya başladık.
Uzun bir tırmanış bizi bekliyordu.
Ama ardından keyifli yollarda bulduk kendimizi.
Manzara şahane.
Ebru, aceleden suyunu arabada unutmuş.
O zaman biz de paylaşırız.
Tura çıktın mı herşey ortaktır.
Bu üçlü ilk kez bir araya geliyor.
Daha önce karşılaşmadık, tanışmadık.
Bisikletin birleştirici gücü.
Sanki 40 yıllık dost gibi..
Kaynaştık.
Bu çöpler bize ait değil elbette. Birileri bu manzarada kafayı çekmiş anlaşılan.
Doğada olmanın keyfi de ayrı tabi.
Performans seviyelerimiz farklı olsa da..
İnsanlık seviyelerimiz çok yakın.
Barbaros, yokuş gördü mü gaza geliyor ve basıyor pedallara.
Fotoğraf çekecek güzel bir yer gördüğü zaman da geri de kalanları beklemek için de bir bahane oluyor.
Zaten aramız da fazla açılmıyor.
Bu üçlü tamamdır.
Bu böyle kalmayacak tabi, MTB takımına katılacak arkadaşlarla, turlarımız çok daha renklenecektir.
Doğamızda keşfedecek çok yer var.
Bu turları şimdilik cumartesi günlerine sabitlemeyi düşünüyoruz..
Daha sonrasında ortak fikirlerle yeni kararlar alabiliriz elbette.
Amaç, performansını hep yükseğe çıkarmaya odaklı bir grup olabilmek.
Siz de doğada bu muhteşem yerleri keşfe çıkmak isterseniz..
Cumartesi günkü turlarımıza dağ bisikleti ile katılabilirsiniz.
Pazar günleri de BBK'nın turlarında yeniden bir araya gelebiliriz elbette.
Dağ bayır, dere tepe, zor kolay demeden..
Doğayı keşfetmeye hazırlayın kendinizi.
Gezecek görecek çok yer var.
Trafikten uzakta..
Güzel insanlarla doğada spor yapmak gibisi yok.
Eğlencenin de sonu yok.
Yeni sürpriz programlara da hazır olun.
Doğa her zaman değişkendir.
Her tur da değişik olacaktır.
Ama dostluk ve arkadaşlık..
Her zaman bizleri birbirimize bağlayan..
En önemli ayrıntı olacaktır.
İşte güzel arkadaşlarımızdan Esin, tek başına çıktığı turdan geri dönüyor.
"Hani arazide olacaktınız?" diye serzenişte.
"Arazi bitti, şimdi Yalı Cafe'de tıkınma zamanı. Hadi sen de gel." desem de..
"Ben turumu bitirdim, eve dönüyorum, Nasıl güzel çıktım mı?"
Elbette güzel çıktın ama bir tane daha çekelim.
Papatya tarlası görür de içine dalmaz mıyız?
Ebru diyor ki; "Sevgisinden emin olamazsan papatyalara yazık olur."
Papatya falının sonu yoktur.
"Seviyor, sevmiyor."
Bu kadar çok papatya olunca..
Bu kadar da sevgili olması lazım..
Papatyalara ve sevgililere özgürlük.
Rahat bırakın hepsini.
Seven kalır..
Sevmeyen gider.
Yolumuzun üzerindeki eski kiliseyi göstermek istedim arkadaşlarıma.
Barbaros, yerdeki mozaiklere bayıldı.
Ebru; "Vay canına." diye daldı içeri.
Her köşeden bir hikaye çıkıyor.
Buna benzer ama tek bir delikten ışık sızan bir mahzendeki insanların yaşadıklarıyla ilgili bir hikaye anlatıyor Ebru ama şu anda aklımda kalan hiç bir detay yok.
Ben bu pencereleri fotoğraflamaya kaptırmışım kendimi.
Günü her ışığında bir başka güzel oluyor burası.
Her ışıkta farklı fotoğraflar çıkıyor.
Duvarlardaki bu işaretler, burayı incelemeye aldıklarının belgesi.
Barbaros'tan al haberi.
Yalı Cafe'de Mesut-Ayçe çiftine rastladık.
Sohbetimize onları da kattık molamızda.
Moladan sonra evlere dönüş zamanı geldi.
Yarıni BBK turunda görüşmek üzere.
Bunlar da evden güne veda fotoğrafları.
-------------------------------
Bunlar da Barbaros'un çektiği fotoğraflar.
Teşekkürler Barbaros.
Geçtiğimiz yerler.
…
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder