21 Haziran 2014 Cumartesi

Sürdürülebilir delilik.

Deli miyim neyim ben?
Bu yazımda bunu çözmeye çalışacağım.
Saatin 13.30 unda bisikletle Yalıçiftlik'teki deniz buluşmasına gitmek delilik mi?
"Bin motosikletine git. Deli misin NeO?"
Yoo, olur mu? 
İlle de spor yapacağım.
Tam öğle sıcağında bisikletle tura çıkmak..!



Ara yollardan, Bodrum ilk ışıklarına doğru akasyaların kokusunu içime çekerek..



Daracık yolda, bir de fotoğraf çekerek pedallayan deliye korna çalmama nezaketini gösteren söförler de var.



Çiftlik sapağından dönüp solda çamların önüne dizilmiş zakkumların güzelliği..



Kızılağaç merkezine girerken, geçen gece motorumla bu bozuk yola dalıp düşme tehlikesi yaşamıştım.
Hala düzeltilmemiş burası.



Güneş tepemde ama ben neden hissetmiyorum bu sıcağı?



Bu neşe, bu keyif nedir?
Bir yandan esen rüzgar, bir yandan kendi yarattığım hava tüneli içinde yokuş aşağı süzülmek..



Aklım bu harabe taş evlerde..



Eski kilisenin bağarası yolunda, dev okaliptusun gölgesinde orman yangın ekipleri öğle uykusunda.
"Umarım hiç çalışmak zorunda kalmazsınız bu yaz." dileğime,
"Umarız hiç yangın çıkmaz." cevabı almak.



Yalı'nın muhteşem denizi.



Yalı'da, Hasan Motel'de denize giren arkadaşlarıma uğrayıp,
"Ben, bir de Çiftlik taş masalı kahveye kadar pedallayıp döneceğim.
Henüz denize girmeyi haketmedim." deyip yanlarından ayrılıyorum.
Tam çıkarken, denize gelen BBK'dan iki arkadaş, "Deli misin? Sürekli bisikletin tepesindesin." diye takılıyorlar bana.
"Spor yapıyorum." diyorum.
"Yüzmek spor değil mi? Boşver, gel denize gir, yüz." diye bana akıl veriyorlar.
Bu arkadaşların aklı neden bende yok?


Orman yolu bitip, Çiftlik evlerinin başladığı yere yapılan siteye bir yenisi eklenmiş, inşaat hala sürüyor.
15 Mayısta bitmesi gereken inşaatların sürüyor olması Belediye Başkanı'nın seçmenlerine imtiyazı mı?



Bu güzel köy evlerinin çevresini de Bodrum'un çarpık yapılaşması ve tek düze sitelerle güzelliklerin yok olmasına sebep olacak bu çarpık yapılaşmaya göz yumulmasını üzülerek izliyoruz.



Kullanılmayan eski taş evlere bakıp iç geçiriyorum.



...


Her birinin kendi karakteri olan bu evler de tarihe karışacak.



Biribirinin aynı olan onlarca evleri küçük arazilere sığdırarak yaşam alanlarını azaltan yanlış şehir plancılığı ne kazandıracak sosyal yaşama?



Artık bir işe yaramasa da, incir ağacının gölgesine sığınmış bu otomobil ne olacak etrafını yeni bir site inşaatı sardığında?



Taş masalı kahvenin önünde bir soda içip,



Dönüşe bırakıyorum ivmemi..



İçinde kocaman hayatların barındığı bu minik köy evleri yaşamaya devam etse!



Oradan ayrılırken deliliğimin sorgulandığı Hasan Motel'deki arkadaşlarımın arasına katılacağım.



Bana deli muamelesi yapmayan arkadaşlarımın siparişi olan domates ve salatalıklarla masalarına oturuyorum.



Artık yüzmeyi hakettim.



Gençlere hayat hakkında tavsiyelerde bulunuyoruz.
Ne kadarı doğru biz de emin değiliz.



Güzel dünyamıza çok değerli evlatlar yetiştirmiş güzel anneler.
İyi ki varsınız.



Sahilde küçük bir yürüyüşte bana gülümseyen görüntüler.



Bir çok deniz taşıtına hizmet etmiş bu yaşlı kızak daha çok çalışacak gibi görünüyor.



Bir yasak daha delmişim getirdiğim domates ve salatalıklarla.



Dostlarımla olmak, onların sıcacık sohbetiyle bir kaç saat geçirmek günün en değerli zamanlarıydı.



Delirmeye devam.



Güneş iyice çekilmeden, hala sıcağı hissediliyorken pedallamak, yazın enerjisinin tüm bedenimi sarması bana hayat veriyor.



Sakin ama tempolu bir çıkışın sonundaki bu çıkış beni her zaman canlandırıyor.
Doğru tesbit, ben deliyim!



Bodrum Kalesi'nin kaybolmaya yüz tutmuş slüeti..!


Gittikçe artan bir hızla Bodrum'un içine dalmak.
Bu heyecan hiç bitmeyecek.


Pedallayın sevgili dostlarım.
Varsın deli desinler.



..

.





Hiç yorum yok: