Hayatında sevgilisine gül almak aklının ucundan bile geçmemiş biri bile bu gün sevgilisine gül alır.
Alır ama yine kıskançlığın daniskasını yapmaktan geri duramaz.
Aslında bu kadın erkek ilişkilerinde bir türlü kafamın basmadığı o kadar çok şey var ki!
Mesela, Neden erkekler, kadınlara çiçek alır? Erkekler çiçekten hoşlanmaz mı?
Eğer erkek çiçekten hoşlanmazsa nasıl bir çiçek alıp kadına verir?
Sevgililer gününde, sevgilisine çikolata ve kırmızı gül götüren kadın var mıdır?
"Bana çiçek almadın." diye adamın gününü zehir eden kadına ne denir?
Ya da, neden çikolata alınır da revani alınmaz?
Kırmızı gül aşk, sarı gül kıskançlık demek. Neden?
Sarı gülün ne suçu var?
Elbette bu sorunlarla uğraşmıyorum.
Benim sorunum şu sıra bisikletime zaman ayıramamak.
Bu yüzden hasta oluyorum.
Bu yüzden işimi sorguluyorum.
Bu yüzden çareler arıyorum.
Canım sevgilimi, bisikletimi çok özledim.
Bu kadar çok özleyip de kavuşunca daha hızlı mı sürülür?
Ya da daha uzun yol mu yapılır?
Ya da daha çılgınca mı sürülür?
En dik yokuşlara pedallanıp, en kötü araziye mi dalınır?
Bu gün bisikletimden ayrı geçen 5. günüm.
Yarından sonra pazar.
Pazar günü sabahın köründe uyanıp, tüm haftanın özlemini gidermek için tüm gün pedallayacağım.
6 günün acısını çıkaracağım.
Bisiklet arkadaşlarımın çoğunu görme umudum var.
Yeni bisiklet arkadaşlarım da olacak eminim.
Defalarca geçtiğim ve fotoğraflarını paylaştığım yerlerden bir kez daha geçip fotoğraflarını bir kez daha çekeceğim.
Ama bu sefer farklı olacak.
Eminim farklı olacak çünkü her seferin öyle oluyor.
Her seferinde ayrı keyif alıp, her çektiğimde farklı görüntüler fotoğraflıyorum.
Bisiklet böyledir işte.
Her zaman gittiğin yolda, her seferinde ayrı macera yaşar, her seferinde farklı hissedersin.
Kızılağaç-Yalıçiftlik yolunda bakalım bu sefer hangi renkler baskın, hangi köylülerle nasıl bir diyalog, hangi hayvanların komik görüntülerine şahit olacağız.
Bakalım ve görelim.
…
..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder