Bu gün zaten hava güzel olursa haberleşiriz demiştik.
Facebookta haber vermiştim BBK sayfasında.
Füsun; "Ortakent civarinda olacağız." demiş.
Emin' de, "Varım." yazmış.
Beklenen Telefon Hacı'dan geldi, oysa ben önce Kerim'den haber bekliyordum.
Çok hevesliydi konuştuğumuzda oysa ki..!
Neyse, telefonu alır almaz hazırlanıp çıktım.
Oasis kavşağına varıp "Geldim." dedim.
Onu beklerken...
Bu gün de bisiklet turu yaptık.
Ne olmuş yani!
Atam' da her gün at binermiş zaten.
İşte Hacı.
Emin'in işi çıkmış gelemiyor.
Her zamanki güler yüzlü haliyle Hacı hazır kuvvet.
Kardeşler fırınından poğaça ve portakallı kek alıp yola devam ediyoruz.
Hacı, "Ortakent'te kahvaltı edersin, bas pedala." dedi.
"Tamam abi yaaa, ne kızıyorsun." dedim ve bastım pedala.
Bitez'in arka yollarından, benim sevdiğim toprak yollardan vardık Ortakent'e.
Füsun'a Telefon etmek istedik ama telefonu yokmuş bizde.
Ortakent'te rastlamak umuduyla pedalladık.
Sahilde, Aysel ve yeni pisletçi arkadaşlarla karşılaştık
Katlanır bisikletin nasıl katlandığını gösterdi bize sağolsun.
Bu sohbet sırasında 2 pisletçi daha geldi yanımıza.
Esen ve Füsun.
Füsun, kaskı takmış gidona, kafasını güneşlendiriyor.
"Yanlışlıkla yanına gidon kaskı almışsın, kafa için olanından yok muydu?" dedim.
...
"Hadi Ada Kafe'de sohbete gidelim." dendi.
Aysel ve Esen Turgutreis'ten pedallamışlar.
Dinlenmeyi haketmişler.
Hacı hemen tamir ve ayar işine girişiyor.
Bi dur be adam.
Biz de sohbet ederiz.
Güneş resmen yakıyor.
Ama bu koca bulut birazdan güneşe engel olacak.
Pedallamaya devam deyip kalkıyoruz.
Sıcak havayı bulan kedilerin kanı kaynıyor ve cilveleşmeler Mart gelmeden başlıyor.
"Sağdan gidelim arkadaşlar."
Al sana sağdan.
"Pardon.!"
Dilek Yolu'nu ille de tırmanacağız dediler.
İyi de yürüyüşe mi çıktık arkadaşlar?
Neyse, öyle ya da böyle zirveye varıp küçük bir mola veriyoruz.
Biz yokuşu çıkarken havayı karartan bulut yeniden eski yerine geçiyor.
Ne akıllı bulut.
Bu arada Kerim araba ile geliyor yanımıza.
Ortakent ve Turgutreis tayfası geri dönüyor.
Hacı ile de Bitez'de ayrılıyoruz.
Ben de eski arkadaşım Sema'ya kahve içmeye gidiyorum.
Evine ilk gidişim.
Her yerde çok hoş objeler var.
İki sevimli kuçu, iki kedi ve bir sürü tavuk besliyor bahçesinde.
Yan bahçeyi de görüyor.
Arkada Bitez bağları.
Sema ile sohbetimiz çok keyifliydi.
Güzel güne Bodrum'a pedallayarak devam ediyorum.
Yarın da hava böyle olursa kimse kusura bakmasın ama ben yine pedallarım doğrusu.
2 yorum:
Yazık olmuş, acaba biraz daha gayret sarfetsek biryerlerde katılabilirmiydim? Güzel bir turu kaçırmışım!
Aslında ben bir yerlerden karşımıza çıkarsın diye bekledim ama ..!
Yorum Gönder