Evet, kolay değil 100 km yapacağız bugün.
Bu yüzden yola erken çıkmaya karar verdik.
Saat 10:00 da yola çıkmak için 9:40 ta Tepecik Kafe'deydim.
Çayımı söyledim ve Ercü'yü beklemeye başladım.
Hava çok güzel bugün.
Birkaç gündür hava kapalı, hatta yağışlıydı zaman zaman.
Ercü görünürlerde yok ama 10:05 de geliyor.
Çayını içiyor ve yola koyuluyoruz.
15 dk geç geldik diye Yüksel'den fırçayı yiyoruz.
Buluşma yerinden çıkarken bunu gördüm.
Oldukça hızlı bir tempo ile Mumcular'a varıyoruz ve ilk köy kahvesinde molamızı veriyoruz.
Güvercinlik fırınından aldığımız simit ve portakallı kekle güzel bir çay molası ve sohbet.
Bisikletle dünya turu yapmaya karar verdik Ercü ile.
Yüksel, hayallerimizle dalga geçse de biz çok ciddiyiz bu konuda.
En azından hayallerimizde.. :)
Bak, ne kadar ciddiyim.. ;)
Mumcular'dan sonra Mazı sapağında şımarıyoruz.
Çünkü önümüzde böyle bir yol var.
Bu tabeladan sonra işler değişmeye başlıyor.
Günün en sıcak saatinde bitmeyen bir yokuşla karşı karşıyayız.
Gittikçe de zorlaşan bir yokuş.
Ama bitmeyen yokuş yoktur ki.
En azından önümüzdeki ilk büyük yokuş bitti işte.
Dinlendik ve terden sırıksıklam olan tişört ve bandanalarımızı kurutmaya çalıştık.
Bu yol ayrımında Yüksel bizden ayrıldı ve Yalıçiftlik'e yollandı.
Gezinin başında rota konusunda anlaşamamıştık ve "O zaman herkes kendi rotasını yapar." demişti zaten.
Biz de Mazı dönüşü bu yoldan geçeceğiz.
Neredeyse ilk yokuş kadar bizi zorlayan çıkışlar bizi yordu azizim.
Ama bizi yorgunluk değil güzellikler ilgilendiriyor.
İşte deniz göründü bile.
Bu iki kafadar her yola gider usta..
Yorgunluk mu dedin?
O da ne?
İşte ufukta Mazı.
Heyt be, sonunda.. :)
Muhteşem bir iniş göz açıp kapayana kadar bitiveriyor.
.. ve Mazı sahilindeyiz işte..
50 küsür km yaptık ve çok dik yokuşlar tırmandık.
Dinlenmeyi hakettik doğrusu.
Ercü, denize girmek istiyor ama hava çok rüzgarlı ve deniz soğuk.
En iyisi yatıp dinlenmek.
.. ve birer bira içmek.. ;)
Genç bisikletçi bize tek teker numaralarını gösteriyor iskele üzerinde.
Şöyle bir de videomuz var.
Bu marketten 2 bira, 2 cips ve 2 su aldık.
18 tl para aldı bizden.
"Oh maşallah, sezona erken girmişsin ama yine çok bu hesap, sonuç olarak sadece bakkalsın sen."
Cevap çok pişkin; "Olsun abi, bir daha nerede bulacağım ben seni?"
Ben; "İntenette anlatacağım bu kazıklamanı."
Pişkin bakkal; "Yayınla abi."
"Bu zihniyetle 1 adım öteye gidemezsin allahın geri zekalısı." demedim.
O geri zekalı, biz yola çıkarken pişkince sırıtıp kahvesini yudumlayarak yüzüme baktı.
Ben, "Hayırlı işler." dilemedim, ve güzel gülücüğümü ona göstermedim.
Siz de öyle yapın.
Mazı'ya giderken ihtiyaçlarınızı Yukarı Mazı'daki bakkalda tamamlayın.
Bu salağa selam bile vermeyin.
Bence...!
Size gülücükler sonsuz.. ;)
Güle oynaya indiğimiz yokuşu çıkmak biraz zordu.
Yokuşun başında her ne kadar %10 eğim yazsa da, bir çok yeri çok daha dik ve mantıksızdı doğrusu.
Bu çeşmebaşı bizi serinletip keyiflendirdi.
İskelede tek teker şovu yapan bu 14 yaşındaki Emirhan' da bize Mazı'ya kadar eşlik etti.
Umarız en yakın zamanda dilediği bisiklete sahip olur.
Bu Mazı'lı hanımlar yün halı dokuyorlar.
Dilerseniz özel sipariş de alıyorlar.
Metrekaresi 1500 tl.
İçinde artık kimse yaşamıyor ama köyün en güzel evi bence.
Mazı
Bütün evler çok süslü.
Zaten bir Paris özentisi olduğu belli olmuştu.. :)
Yokuşta bu arkadaşı görünce hemen durdum.
Çünkü minibüsün içinde biriken çöpleri yolun kenarına atıyordu.
Derhal fotoğrafını çektim
Neden çektiğimi sordu.
"Çöpleri yolun kenarına attığını belgeliyorum." dedim.
"Atmayayım mı?" diye sordu.
"Ben bisikletimle 5 saatlik yol pedallayıp buranın güzelliklerini görmeye geliyorum.
Gelmeyeyim mi?" dedim.
"Peki ne yapayım?." diye sordu tekrar.
"Çöp kutusuna atabilirsin." dedim.
"Haklısın." dedi ve attığı her çöpü tek tek topladı ve minibüsün içine koydu.
Ercü bana yetişti bu arada.
Minibüs şöförüne de fotoğrafımızı çekmek düştü.
Yukarı Mazı'dan, Mazı'ya gidiyorlar.
Zor olan bölümü tamamladık.
Büyük mutluluk.
Bu evlere yazık oluyor ya.
Keşke korunabilse.
İlerde yolun bittiği yerden sola döneceğiz.
Yüksel'le orada ayrılmıştık.
Çiftlik'e giden bu yolu tersinden 1 sene önce motosikletle geçmiştim.
Bisikletle bir başka oluyor doğrusu.
10 sene önceki büyük orman yangınında çok zarar gördü burası.
Bisikletçi güzel insanlar buraya bir nebze de olsa yeşillik getirmişler.
Yaşasın bisikletçiler.
Çocuk Mezarlığı köyünden geçip, Önce Çiftlik, sonra da Yalıçiftlik'e varıyoruz.
Yalıçiftlik Belediye çay bahçesinde çaylarımızı ve enerji barlarımızı mideye indiriyoruz.
Kızılağaç pazaryerinde son bir mola verip yanımızdaki kalan yiyecekleri de tüketiyoruz.
Kızılağaç'tan çıkmadan, günün son ışıkları yolumuzu aydınlatıyor.
11 saat sonra evime döndüm.
Uzun ve oldukça yorucu bir geziydi ama son zamanların en keyifli gezisiydi.
Ne mutlu.
2 yorum:
HELAL HELAL HELAL !! supersin nezih.. keske gecen sene salak salak album projeleriyle omur tuketecegime, erken bodruma gelip su gezileri yapsaydik beraber..
Bodrum yerinde duruyor Turk.
Ne zaman fırsatın olursa yaparız.
Sen de oralarda geziler yapıp bizimle paylaşabilirsin.
Bakarsın ben de oraya gelmeye heves ederim. :)
Yorum Gönder