1 Mayıs
Çocuktum, 1 Mayıs baharın başladığı gündü benim için.
Bahar Bayramı'ydı.
Çoşar, koşar, yaşardım o günü doyasıya.
Kış biter, okul bitmeye yüz tutar, tatili haber verirdi 1 Mayıs.
Sıcak günlerin başladığı, doğaya bayramın gelmesiydi 1 Mayıs.
Nasıl heyecanla beklerdim.
25, 26, 27, 28, 29, 30 Nisan.
... ve 1 Mayıs.
Büyüdüm, okudum, öğrendim.
İşçinin, emekçinin bayramıymış 1 Mayıs.
Benim için artık hem Bahar hem de İşçi bayramıydı 1 Mayıs.
Bahar Bayramı'nı kutlamayı anlıyordum ama İşçi Bayramı'nı kutlamayı anlayamamıştım hiçbir zaman.
İşçiler neden bayram yapıyorlardı?
Her zaman en çok çalışan onlar ama her zaman en az kazanan, hatta ezilen yine onlar.
İşçiler neyi kutluyorlardı?
Ne kazanmış, nereye varmışlardı?
Neden bayramdı?
Kazanılan birşey yoksa neden bayram yapılır?
Kazanılan birşeyler vardı da ben mi göremiyordum?
Sendikalar kurulmuş, örgütlenilmiş, boykotlar, grevler, direnişler yapılmış.
Sonunda ne kazanılmış?
Bayramı hakedecek nasıl bir zafer vardı da ben göremiyordum?
Sonra anladım.
Kazanılan bir zafer yoktu ama umut vardı.
Bunca savaşın sonunda kazanılan kırıntılar yenilerine gebeydi.
Daha da kazanılacak ve istenilen hakka kavuşulacaktı.
Bir umut vardı, savaşların sonunda zafer gelecekti.
Umut.
Evet, bu kutlanıyordu.
Henüz kazanılamayan ama bir gün ulaşılacak zaferin umudu.
"1 Mayıs Umut Bayramı" kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder