23 Haziran 2014 Pazartesi

Kisse'de yüzmek.

Delirmeye devam..
BBK, bugün tekne gezisinde.
Tekne gezisilerinden hep başağrısı, deri soyulması ve güneş çarpması ile döndüğüm için bana pek cazip gelmedi bu "Bisiklet Kulübü" gezisi.
Bisiklet gezilerinde tanıyıp sevdiğim arkadaşlarımın yaz gelince bu keyiflerinden uzak kalması beni üzüyor.
Bense bisiklet keyfimi sürdürüyorum.
Hem bisiklet sporu hem deniz keyfi birlikte yapılabilir.
Hem de birbirlerine çok yakışırlar.

22 Haziran 2014


Pazar günü atölye işlerimi bitirip..


Saat 13.00 de Bodrum semalarından ayrıldım.



Yokuşbaşı ve ardından Kızılağaç tırmanışı..



Devamında keyifli bir iniş..



Yalı denizi çok çekici ama ben bugün Kisse'de denize gireceğim.



Çiftlik içinde ormana sıfır cami.



Çiftlik delikanlıları denize gitmek için dolmuş bekliyorlar.
Bisiklet yok muydu?



Taş masalı kahvede pazar eğlencesi okey.



Okey sevmeyen 80'i çoktan devirmiş beyamcalar.



Bu kahveye hayat veren dut ağacı aynı zamanda vestiyer görevi de görüyor.



Taş masam.
Mola menüm, 2 soda (biri meyveli) ve 1 su.

Komik bir durum var;
Kaskımı çıkarmak için elim başıma gitti ama kaskla buluşamadı.
"Nerede benim kaskım?"
Sorusuna kahvecinin cevabı; "Bilmem!"

Nerede bırakmış olabilirim?
Pazardan 2 muz aldım, başka da duraklamadım.

İnanılmaz ama çıkarken takmayı unutmuşum.
Hayatımda ilk kez oluyor.
...



Sıvı ihtiyacımı giderdim.



Beynime kan gidiyor, bu bana yeter.



Kisse'ye normal yollardan gideceğim.
Çocukmezarlığı köyünden, caminin yanındaki toprak yoldan.
Normal insanlar oradan gidiyorlarmış.



Ama önce o camiye varmak lazım.



GBT formama kıyıp kollarını kestim.
Böyle daha havadar.



Bu orman yolu şahane.



Geçende motorlarla geçtik buradan, hiç keyifli değildi doğrusu.



Asıl zorlu yokuş burada..



Hele bir de pazar magandaları tozu dumana katarak geçiyorlar ya..
"Deymen benim gamlı yaslı gönlüme" ile güneş yüzü görmemiş küfürler içiçe..



İşte bu mantıksız eğimin sonunda inişe başlayacağım.

3üncü araba saygılı çıktı, el işaretime karşılık verip yavaşladı hatta beni geçmedi bir süre.
Sonra da yaklaşıp, "Bu yol Mazı'ya gidiyor değil mi?" diye sordular.
"Gider." dedim..
"Pişman olduk buradan geldiğimize, hep böyle bozuk mu bu yol?"
"1-2 km sonra düzelir." dedim, teşekkür edip yolu tozutmadan yavaşça geçtiler yanımdan.
İnsan olmak hiç de zor değil.



Yokuşun sonu, yeni bir eğlencenin başlangıcı demek.

Rahmetli Ozi'nin dediği gibi;

"Gölge var,
Işık olsun diye."



"Ev yaptık, yok mu alan?" mı diyor birileri?



İleride ağaçların arkasında kalan cami, yanından sağa dönülecek cami.



İşte bu.



Aynı zamanda soluklanma ve ..



Arılara sokulmadan su takviyesi alma durağı.
Arı korkusundan elim titremiş, bu yüzden net değil bu foto.



Buradan Kisse'ye gidiliyor.



Daha 500 m gitmeden arka teker güm.



Sorun yok, yedeğim var.



Havası az olan teker taşa sert vurunca patlar.
Böyle oldu ama ben yine de iç lastiği değiştirmeden dış lastiğin içini elimle kontrol ediyorum.
Belki bir diken batmıştır ve hala oradadır diye.



Diken miken yok.
Lastik değiştirme işi 10 dk.



Hep iniş değil tabi.
Doğa hiçbir zaman düz değil çünkü.


Ama bu son zirvede denizi görmek mümkün oluyor.



Çok şahane bir iniş bekliyor beni.



Bir başka şahanelik de aşağıda beni bekliyor.



Varcam gari.



Kisse



Vardım.



Keşke MTB lastiklerim takılı olsaydı dediğim çok an oldu bu inişte.



I  LOVE MY BeBeK



Sarnıç koleksiyonuma bir yenisini ekliyorum.



Pazar günü kalabalığı.



Yine de Bodrum'un en sakin koyu.
Köylü çocuklarının bağırıp çağırarak eğlenme kültürü bile beni bozmuyor.
Buz gibi suyu içmek istedim.
Öyle temizdi yani.



2 muzla, 1 saatlik deniz molası bana yetiyor.
2.5 saatte geldiğim yolu molasız olarak dönme niyetindeyim.



İnerken anlamamışım ama burası oldukça dik.
Yine MTB lastiklerimi andım kayan toprak yolda tırmanırken.



Güzelim Kisse'ye son bir bakış.
Fotoğrafın alt kısmında az önce tırmandığım yol.



Burada da arka planda geldiğim yol görünüyor.



Hava öyle güzel esiyor ki yokuş bitmesin istiyorum.



Ama bitiyor.



Buradan hiç tren geçmiyor galiba...



Bir küçük dünya.



Arılara yem olmadan yarım duşla, küçük bir serinleme ve su takviyesi.



Çıkış çok keyifliydi ama bu orman arası yol inişine bayılıyorum.



Çiftlik'te durmadan devam.



Molasız dönmeye kararlıyım.



Molasız dönme fikri nereden çıktı yahu?
Burada yüzmek iyi gelebilirdi.
Neyse, deniz kaçmıyor ya.
Antrenman ritmi bozulmaz.



Telefon için Alazeytin durağında 6 dk mola.
Kızlar da fena değilmiş.



Kızılağaç'tan sonra son zirve.



Ardından, Welcome to the Bodrum.

Kisse Bükü'ne araba, motosiklet ya da tekne ile gidebilirsiniz ama bisikletle alacağınız keyfin yanında hepsi solda sıfır kalır.

http://www.mapmyride.com/routes/view/452554088




..
.





Hiç yorum yok: